Ey;
Ayaz havalara inat,
Sıcak insan!
Yitik zamanlarda çıktın karşıma
Isıttı içimi kahve tadındaki gülüşlerin,
Tiryakiliğine bıraktım kendimi çoktan…
Ben seni en çok konuşamadığımda özlerim bilir misin?
Birde ağlayamadığımda…
Hani düğüm düğüm olup da boğazım,
Hıçkıramadığımda…
Tarifi imkansız yeşile çalan gözlerinde dinlenememenin zorluğunu bilir misin sen?
Bilemezsin annem!
Kaldır başını,
Yüzün gözlerime aksın.
Gözlerin bırak bugün gözlerimde yatsın…
Kaldır başını,
Tenim tenine doysun,
Tanıdıklarımdan bıktım,
Tanıyamadıklarımdan da…
Nefes alacak hacet kalmadı,
Bu dipsiz karanlıkta.
Hangi karanlığa tükürsem bilmem,
Akseden yüzleri gördükçe?
Gözlerindeki ışığı,
Hangi yıllara mezar ettin de karardın?
Kapattın yüreğini,
Kalabalıkların gürültüsüne
Terk ettin herkesi;
Düşüncelerinin derinliğinde…
Bana bir şiir yaz baba,
İçinde 'sen' olsun.
Uçurtmalar uçsun,
Kuşlar ötsün,
Masallar olsun...
Hikâyelerimiz değerliydi eskiden,
Hikâyelerimiz yarımdı,
Yarım olduğu için tarafımızdan anlamlandırılırdı.
Sonlarını hep güzel yazardık hayallerimizde,
Gel gör ki harcadık hikâyelerimizi gerçeklerimizle.
Nerde kaldı bizim insanlığımız?
Açık durakların,kapalı duraklarda son bulduğu bir zamandır hayat.
Çiğ kafaların gevezeliğiyle biter teslimiyet.
Sorgu sual eder seni bir anda,
Çengelin sonuna konmuş nokta şeklindeki zihniyet.
Bir sokak lambasından farksızdı yalnızlığım,
Vicdanımın ekmek kırıntılarına dönüştüğü bir zamanda,
Sen vardın hayatımda.
Ellerin gelecek, gözlerin ise geçmiş kıvamında.
Yarını olmayan bir sonbahar beklerken beni,
Bir kez daha ‘dört nala’koştum sana.
Mrb başak nasılsın? Beni hatirladinmi bilmem.. ben ümit keskin.
Arkadaş şu mesajı 25 dakikada yazdım. Sen 2 saniyede okuyacan.