Baş Örtüsü Şiiri - Yorumlar

Böyle önceden pazarlıklı yorum ister ve edep ölçülerini kendiniz koyacağınızı söylerseniz insan nasıl yorum yazabilir ki.
Yine de bir mısranıza yürekten katılıyorum.'BÖYLE BİR KONU DOĞDU HİÇ YOKTAN ' Ama bir farkla hiç yoktan değil erbakanın oy hırsından Tayyip erdoğan'ın oy hırsından doğdu.Şu anda bile kimsenin başörtüsü ile bir derdi yok.Oy kaygısı taşıyan ve ikide bir kaşıyanların dışında.Saygılar dost.Umarım bir edepsizlik yapmamışımdır...

Yeter artık, konuşmasın hiç kimse,
Dile alıp, dilim-dilim dilmesin…
Birileri bundan çıkar sağlarken;

Artık baş örtüsü konu olmasın,
Çözün bu mevzuyu, yarım kalmasın…

Merhaba Korkutbey Kardeşim!
Milletimizin kanayan bir yarasına daha parmak basmıssınız. Harika olmuş. Tebrik ediyor, bu meselenin en yakın bir zamanda çözüme kavuşmasını temenni ediyorum.

Kaleminiz susmasın, ilhamınız bol olsun.
Vesselam...

Yapanlar da çocuklardan bulmasın,
Çözün bu mevzuyu, yarım kalmasın…

Aynen katiliyorum bu kücük pürüzler cözülmeli...
Basörtüsünün kime ne zarari var ki... Aklim almiyor...
Yüreginize saglik Hasan bey... Allah razi olsun...
Tam puan+ antoloji listeme ekliyorum siirlerinizden okuduklarimi... Selam ve dua ile...

Sevgili Yaşar,
yorumunu yapmadan evvel
sanıyorum bu şiirin hikayesini
okumayı unutmuşun.

Böyle bir konu doğdu hiç yoktan,
Hala bir çok madur çıkmıyor şoktan,
Milletçe duamız şöyledir HAKK’tan;

Örtü; sevgi olsun, korku salmasın,
Çözün bu mevzuyu, yarım kalmasın…


Korkut der ki; savdık baharı, yazı,
Hala çözemedik bağrımda sızı,
Onlar da milletin oğulu kızı…

Yapanlar da çocuklardan bulmasın,
Çözün bu mevzuyu, yarım kalmasın…

Tebrikler Korkut Bey!
Allah C.C. razı olsun. Diline, kalemine ve yüreğine sağlık. Selam ve dualar...

hemşerim elin dert görmesin.......ZULÜM ABAD OLMAZ adlı akrostij şiirimi yorumlarsanız sevinirim .Aksarayıma selamlar...

Dünyanın hangi ülkesinin insanları mensubu oldukları dinin kurallarının karşısına geçer ve muhalefet eder? Konu şudur ki; Halkının yüzde doksanı “Müslüman’ım” ifadesini çok rahat bir şekilde kullanan ülkemde bir kısım kimseler; yine hem “Müslüman’ım” diyecek hem de o dinin gereği olarak yapılması gereken bazı davranışları “Bunlar Kur’anda yok” diyip inkâr edebilecektir. Bu ne büyük bir tezattır. Bu fetvaları veren insanlar ya çok cahil ya da çok uyanık olmalılar ki halkımızın gözünün içine baka baka zındıklık yapabiliyorlar…

Bu kesim kendileri örtünmediği halde, örtüye saygı duyan ve destek veren gerçek aydın kesimin çağdaşlığını göz göre göre inkâr edemeyeceklerinden onları da ”liberal aydınlar” diye sınıflandırıp o şekilde karşılarına almaktadır… Örtünmeyi kadının üzerinde baskı olarak gören bu sözde aydın kesim, kadına yönelik asıl baskıyı yine reddedişçi tutumları ile kendileri yapmakta, bunu yaparken de yine o çok bildik ama anlamı maksada göre çarpıtılan “laiklik” kelimesinin arkasına sığınılmakta. Bazı kavramları öğrenme aşamasında olan çoluk çocuğumuza bu yörüngede “laiklik nedir” diye sorulduğunda alacağımız cevap şaşırtmayacaktır. İşte bir kavramın maksadından saptırılmasının en radikal bir örneği... Kendi egoları ve tatminsizlikleri adına bir ülkenin geleceğini bu şekilde etkileyenler hangi çağdaşlığın arkasına sığınıyorlar…

Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir.(1930) Laikliğe ihanet söz konusudur. Hem de marjinal bir laiklik taslayanlarca…
Diğer yandan ekonomik sorunlar vesaire dururken gündemin başına oturtulan başörtüsü sorununu önemsemeyenler acaba bu günkü durumun bizzat müteşebbisi oldukları bilmiyorlar mı? Evet, başörtüsünün meselesinin bu gün geldiği konum, yıllara yayılan bir reddedişin sonucu değil midir? Çok değil bundan on-on iki yıl önce örtülü kadınlarımız üniversitelerimizde çok rahat okuyabilirken, devlet dairelerine çok rahat girip çıkabilirken, bu gün ilköğretim öğrencilerinin ev hanımı anneleri dahi kampus kapılarından içeri alınmamakta ise bunun müteşebbisi kendileridir. Bir arkadaşınız sizi ziyarete geldiğinde sırf örtülü diye kurum kapısından içeri (ALINMAMASI) sokulmaması laikliğin neresinde yazıyor? İşte şimdi Müslüman kadının örtüsünü siyasal simge kapsamına getirip, daha sonra hareket alanını kısıtlamak adına kamusal alanlar ihdas edenler kendi yarattıkları bu suni sorunla yüz yüzeler...

AMA BU BEŞİNCİ MEZHEP ZINDIKLARININ GÜCÜ YETEMEYECEK
ORTAK DEĞERLERİMİZİ ELİMİZDEN ALMAYA

tebriklerimle

Dost
Şiir güzel...Türcan Demirel kızımızın yakın zamanda okuduğumuz bir şiirinin izlerini gördüm..
yinede güzeldi....
Yaşar Akbaş

ÜSTADIM KALEMİNİZ DERT GÖRMESİN BU KADAR İYİ ANLATILAMAZDI MİLLETİMİN İÇİNDE ÇIRPINAN BU UHDE...

-
Hasan agabeyimin yüreğine sağlık ki ben Başörtüsü konusu üzere konuşulmasını dahi ravi bulmuyorum. Öyle ki Allah (c.c)ın kati bir emri olan bu konuyu konuşmaya da tartışmaya da lüzum yok.
Bu bir anlamda zulümdür ve bu zulmün bir an evvel bitmesini temenni ediyor, 'zafer inananlarındır ve zafer yakındır' ayeti celilesinin büyüklüğüne sığınıyorum.
Mevlam cümlemizi yolunda gidenlerden eylesin diyerek Hasan agabeyimi de canu yürekten kutluyor sevgilerimi sunuyorum...

MÇÇ®SEVDAZAN