Keşke bu kadar aptal ve küçük bir kız olmasaydın dedi adam.
Kadın sustu.
Koca popon ve aptallıkların da olmasaydı diye ekledi adam.
Kadın sustu.
Kendini dünyanın merkezi sanman beni çileden çıkarıyor! Cevap versene! dedi adam.
Kadın gözlerini öne eğip, keşke hiç olmasaymışım dedi.
Önünde oynadığımız evler yıkıldı önce
Eski aşkları gömdük ardından yüreğin kuytularına
Yüzümüz yoruldu yeni yüzler tanıdıkça
Kışı gördük ve baharı da...
Büyüdük birden
Ayrı şehirlerde ve başka kollarda...
Dağı delerken Ferhat Şirin’e; uzatır saçını Rapunzel ejderhayı alt edecek şövalyeye. Mesela, bahar gelmeyecekti hiç, dönmese Persephone geriye. Efsanedir kadın tarihin, edebiyatın dilinde. O halde ses ver keman. Okunsun o büyük efsane!
Şiir yazmaz kadın. Güçlüdür fazlaca. Canı yanmaz yeterince aşk acısıyla. Ama hemcinslerini öven şiirleri beğenmeli daima. Bu zaferidir kadının erkeğe… Terbiye edilmiş erkek, tüm kadınlara ay ışığını indirmeli geceden dizelere. Terbiyeli erbabı sever kadın.
Ayaklarının üstünde durmalı kadın, erkeğe direnebilmek için. Kızarsa kafası, alıp tası tarağı gidebilmeli arkasına bakmadan. Ezilmek yüz yıl önceydi be hey gafil! En mahrem sırları anlatıp “canım”, “cicim” arkadaşlarına “oh be! ” diyebilmeli kadın dediğin. Nasılsa geride kaldı o tantana. Mutluluk an’ı yaşamak değil midir öğütlendiği gibi “kişisel gelişim” kitaplarında? En önemli sensin; senden sonrası tufan unutma. Hem Aydan ne yapmıştı Aldatmak’ta?
Bazen, bazı bazı, ara sıra, kimi zaman...
Aynı hasretin aleviyle eriyen iki mumun gölgesinde,
İki kıyıda, bakarken iki çift göz denize,
Adam; "Sen ne yaptın be kadın?!",
Kadın; "niye gittin be adam?!" der ya...
Tam o an bir şarkı tutturur derya...
Diplomalar sahte, bebekler ölü
Kuruttun dereyi, ırmağı, gölü
Yeşildir daha çok Sahra’nın çölü
Bir lokma ekmeği ettiniz bölü
Sarsılır yer ve gök binler ölürüz
Birkaç bahar, sonra hazan
Uzayan gölgelerde kaybolan zaman.
Ömür dediğin,
Öksüzlüğün koynunda anneye hasret.
Çürürken acılar içinde
Biraz sabret
Barut tadı ağzımda.
Kara kazan kaynayalı çok oldu.
Saçımdaki tüy kızıla döndü.
Siperler çamur dolu.
Şakağımdan akan kan, boynuma bir hainin elleri gibi yapışıyor.
Ölü asker gözlerinin matlığı kuzgunlarınkinde fer...
Siyah saçlarından kaderime bulaşan zifiri bir isti sevdan
Yitik rüyalar boyunca
Aysız gecenin kapkara rüzgarıyla ruhumu Charon'a taşıyan.
Esved gözlerinden yüreğime hasretin zehri gibi sızan
Ve uzak şehirler boyunca
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!