Cân cânanı bilir amma cânan bilmez canı
Gülü bülbül bilir amma gül bilmez yaktığı cânı
Şeb-i yeldâda hep ömrü muhâyyeldir arar cânanı
Cânanından bî-haberdir biçare bekler cânın gözleri
-özel kişime-
I. 2009
Yıl iki bin dokuz
Yirmi altı temmuz
Yine karanlık, yine sükut
Ve son bir lerze…
Etrafta kimsecikler yok
Yüreğimin koru hale taze.
Yüreğime düşen kor sen misin?
Bilmem acaba nerdesin?
Bir dirilişin öyküsüdür gözlerin
Benim dirilişimin
Anne karnında bir ceninin
Diriliş öyküsüdür.
Topraktır ölüm
Hayattır gözlerin.
Onca budalanın elinde yoğruldum!
Çocukluğumu yaşamamıştım ihtiyarladığımda…
“Bir, iki, üç” der gerisini getiremezdim sayıların.
“Ali ata bak” tan başka cümle kuramazdım.
Okulda hep gerilerde oturdum,
İnsanların yüzlerinden daha samimiydi enseleri.
Her dönem farklı bir insan
Zamandır sürekli kanayan
Bebekken ağlatan
Gençken yoran
Bir deliye şiir,
bir ölüye mersiye yazdıran
Şems gurûb ederken semâdan Ay olur Şen
Mest eyler beni bir anlık muhabbeti Mahşen
Meh-i tabına sormak için seni
Her demde soluklarım lâfz-ı Mahşeni
Her vakt-i seher mecnundan gelir efgân
Katre-i çeşm-i görenler der: ne bu kanlı baran
Mübtela eyledi Leylası onu her derde
Ne varki gül dikensiz olmaz bu alemde
Yetermiş diyorlar, şehadeti kelimeyle
Boğazı bile geçmez o da kalır hep dilde
Kimi isyanda kimisi redde bütünüyle
Camiler dolar belki; ancak leyl-i kandilde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!