Gün gelir gri kelebekler bile dönmez etrafında
Hasret kalırsın bir sivrisinek vızıltısına
Unutursun uğur böceğini günün birinde
Sende inanırsın mum ışığı olduğuna
Dayanamazsın geçen bir gölgenin bile rüzgarına
Nihayet gurbetin kar-ıda yağdı üstüme
Bir bu kusur kalmıştı yaşanmadık hayatta
Minik eller sevinçle açılırken göğe
Her beyaz tane neşe getirirken onlara
Kurşun oluyor bende yüreğime
Öyle bir yerindeyim Dünya'nın
Öyle bir yerinde yolların
Uçsuz bucaksız bir yerinde
Kaybolmuşluğun ötesinde
Bilmiyorum adı nedir sensizliğin
Yine bir yerler çağırıyor
Uzak uzak baharlar
Gitsem bir türlü
Kalsam bir türlü
Bu toprağın baharı
Mavi denizi, İstanbul'u
Çocukluğumun karları değil bunlar
O zamanda kalmış gülen kristaller
Sıcak yağan papatyalar
Diz boyu mutluluklar
Bir daha o zamana hiç yağamayacaklar
Ben seni bu gün kaybetmedim sevgili
Bulduğumda Üsküdar öyle uzaktıki
Sisin dağladığı boğazın hırçın sularında
Boşuna ağlıyordu Kızkulesi
O zamanlar boğaz köprüyle nişanlıydı
Yeter be kör gözlü azrailim
Bir kere de şaşırma beni
Kurşunların ıskalamak yerine
Sıyırıp geçmek yerine etimi
Tam ortasından vur başımı
Seni arıyorum boğazı incili şehir
Bulursam kendimide bulurum
Ya bir kıyının mendireğinde
Yahut demir alan bir geminin su yolunda
Kimbilir belki hala duruyorumdur
Hani o hep koştuğum zamanın tozlu rafında
Beklemiyordum zaten
Siyah-gül gözlü günden sonra
Güldürür diye geceyide
Nerede görülmüş?
Günü gülmeyende güldüren gece
Güle güle yakılacak kitap, günahsız gece
Günaydın, yeniden can bulan yeşil curcuna
Benim mekan bu pencerenin ardı olsa bile
Günün sesi konup kalkınca özlemlerime
Genel af da yok nasılsa, uzun zamanlara
Salıveririm aklımı senin peşine firara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!