Bardağın taştığı nokta ve Pilli Bebekler

Ömer Gölge
129

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bardağın taştığı nokta ve Pilli Bebekler

Kendimi bildim bileli bu ülkenin güncel siyasetiyle hiç ilgilenmedim.Hatta 43 yaşında biri olarak bu güne kadar sandık başına gidip oy kullanmış değilim.Bu anlayışım asla yaşadığım bu toprakların bu gününe ve geleceğine kayıtsız olduğum anlamına yorumlanmamalı. Bilakis lise yıllarından beri düşündüklerimi hayata aktarmak daha yaşanılabilir ve insanı daha özgür kılacak bir hayat biçimini aramak ve gerçekleştirmek adına verdiğim mücadele dolasıyla başıma gelmeyen kalmadı. Neyse şimdi anlatmak istediğim şey kendi öz geçmişim değil.Son on gündür ülkemizde yaşananlarla ilgili.

Sayın başbakanımızla aynı mahalleli olmamızdan başka hiç bir ortak yönümüz bulunmamakta hatta geçmişte karşılıklı tartışdığımız ve birbirimize sinirlendiğimiz bile vakii.Ancak bugünlerde yaşananlar tam bir tiyatro,hemde en ucuzundan melodram.Hani bazı özel tiyatroların sadece perde açılsın da nasıl olursa olsun kabilinden yurt dışında izledikleri üçüncü sınıf metinleri berbat bir tercüme ve uygulamayla sahneye koymaları gibi bir şey.Elbette bu meselede suçu sadece bir tarafta aramamak gerekir.Sevgili mahallelim sayın Başbakanımız R.Tayyip Erdoğan'a Peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.v) in bir hadisini hatırlattıktan sonra asıl bu komedinin baş mimarı olan anlayışa gönderilecek bir kaç sözümüz olacak. Peygamber efendimiz sayın başbakanımızında çok iyi bildiğine inandığım bir hadisinde şöyle buyurur

'İnandığınız gibi yaşamıyorsanız,yaşadığınız gibi inanmak zorunda kalırsınız'

Tamda günümüzü iktidar açısından özetleyen ne muhteşem bir ifade değilmi

Şimdi gelelim kurulduğu günden beri kendinlerini bu cumhuriyetin sahibi ve bütün bir halkı da mevali köleler olarak gören,her durumdan kendilerine vazife çıkarmaya kalkan militarist anlayışa.Evet bu halk yakın tarihte kendini oluşturan bütün etnik ve dini unsurlarla bütünleşerek klasik tabiriyle yedi düvele karşı eşi görülmemiş bir kurtuluş mücadelesi vermiş,Çanakkale de belkide bir daha emsali görülmeyecek bir direnişle başlayan mücadeleyi 1920 de kurduğu meclisle taçlandırmış özgürlüğüne sonderece bağlı ve kahraman bir halktır.Bunun sonucu olarak 1923 te Cumhuriyet ilan etmiştir.Yani İdareyi cumhura (halka) kayıtsız şartsız bırakmıştır.Zaten kurtuluş savaşını da ekseri halkın kendi arasında oluşturduğu milis güçleri sayesinde kazanmıştır.Kadını,erkeği,yaşlısı,genci ve hatta çocuğuyla topyekün bir mücadeleden alnının akıyla çıkmış bu halka bu günlerde lisan_ı
halle bunlar özgürlük ve demokrasiden anlamaz diyen bir takım omzu kalabalık ve onların meclisteki pilli bebekleri düğmelerine basıldığı andan itibaren ezberledikleri nakaratları tekrarlamaya başladılar.Bunu sonucu olarak Cumhuriyet tarihinde emsali görülmemiş bir hukuk garabeti yaşanmaya başladı Hepimizin gözü önünde cereyan eden bu hadiseleri bilmem tekrar anlatmaya gerek varmı....

Sadece bu günkü (09,05,2007) Hürriyet gazetisinden küçük bir alıntı yapamak isterim Sayın Bekir Çoşkun köşesinde,bir defilede mini etekli mankenler çıktığı zaman AKP li millet vekillerinin defileyi terk etmesini adeta 'bakın.bakın takke düştü kel göründü zaten ağabeylerimizde bunların ne kadar şeriatcı olduğunu bizim kulağımıza fısıldamışlardı işte cumhuriyetin temel değerlerine dinamit koymanın delili' dercesine anlatıyor.Bilemiyorum bu anlayışa gülmek mi gerek ağlamakmı,ancak kesin bir şey varki insanlık ve onun onuru adına böylesi bir duruma ve bu duruma alet olan her toplum kesiminden pilli bebeklere acımaktan başka bir şey gelmiyor insanın elinden.

Yazımın başlığını Bardağın taştığı nokta ve Pilli bebekler koyarken sanırım pilli bebekler ifadesinin ne anlama geldiğini izah edebildim.Bardağın taştığı noktaya gelince.....Yukarıda da izah etmeye çalıştığım gibi aslında muz Cumhuriyetllerinde sıkca görülen bu tür ortamların bizim yaşadığımız ülkeye de yabancı olmadığı bir gerçek.Defalarca kesintilere uğrayan bir sözde demokrasi yaşamaktayız.1980 darbesini ve onun cuntacı mimarlarının yaptıklarını yaşım gereği dün gibi hatırlıyorum.Ondan evvelkileri ise sadece kitaplardan okudum ve yayın organlarından takip ettim.Ha birde unutmadan 28 Şubat post modern darbesi var tabii.Açıkca ve korkmadan ifade etmek gerekirse, Militer bir anlayışın hakim olduğu sözde demokratik bir sistemde hakim anlayışın bizim verdiğimiz kadar özgürlük.bizim istediğimiz kadar demokrasi anlayışı artık bardağı taşırmak üzeredir. Ordusu bir milletin en güvenilen ve saygınlığı asla tartışılmaya açılmayan müstesna bir kurumu olarak kalmalıdır.Bu müstesna kurum içinde kendini insanlara ne zaman ve ne kadar özgürlük verileceğiyle mesul kılmış sakat bir anlayışa sahip olanlar varsa,kurtuluş savaşını alnının akıyla vermiş bu millet bu yanlış anlayışa da gereken cevabı verecektir.Hiç kimse ve hiçbir kurum vatanseverliği kendi tekeline alamaz.Vatan severlik adına bu halkın özgür iradesine ambargo koyamaz.

Birde halkın hakimiyetinin kayıtsız şartsız tecelli etmesi gereken Büyük Millet Meclisinde işleri, güçleri siyaset adına darbe çığırtkanlığı yaparak sıkıştıklarında ağabeylerinin arkasına saklanan sözde siyasetcilere son bir sözüm var...

Neyzen Teyvik'in böyle bir durumda bir siyasetciye ithafen yazdığı iki mısra sanırım ömürleri boyunca memleket ve millet adına yapıcı bir işe el atmamış günümüzün bu tür siyasetcilerini çok güzel özetlemekte

Rabbim senin hamurunu necasetle yoğurmuş
Anan seni sı......ken yanlışlıkla doğurmuş

selam ve sevgilerle

Ömer Gölge
Kayıt Tarihi : 9.5.2007 13:11:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Not bu yazı Türk edebiyat net teki köşemde yayınlanmak üzere yazılmıştır

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ömer Gölge