Bambaşka bir mana kazanıyor yaprakların
Rüzgar esiyor dağlarda tepelerde
Suyun önce kulağa
Sonra ruha eğildiği bu yerlerde
Akşama doğru
Sırtında sepet kadınlar
Mürekkep gibi kanım, kanım gibi mürekkebim vardı,
Gönül sayfama durmadan akardı,
Yüzlerce, binlerce seni seviyorum yazardı,
Şimdi ben o aşk mektubunu katlayarak,
Bir zarfa koyuyorum ki sevda pullu,
Adresinde hep senin ismin var,
Olağandı aslında,
Dağ göz kırptığında kente,
Suların durulması beklenmezdi,
Ne çocukların ellerinde topaç,
Ne pazarda klişe yalanlar,
Yalnız şairler susmazdı hiçbir zaman,
Papatyalar açar sarı beyaz,
Düşersin yüreğime yine sen,
Vuslata dairdir her niyaz,
Bir kulak kesilip dinlesen.
Papatya falı yalan gerçek,
Bilmemki nasıl anlatsam sana,
Bilmemki nasıl akar çeşmeler,
Nasıl boşaltır yağmurunu bulutlar,
Bülbül güle nasıl feryat eder.
Zamansız bir bomba infilak eder,
Gözlerinin öyle kahverengi duruşu,
Bir okun hedefi,
Bir gecenin gündüzü,
Bir hastanın şifa buluşu,
Silerek bütün yanılgı kayıtlarını,
Soğurması semanın rengarenk katmanlarını,
Gözlerindeki o iç yakışlı nazar,
Unutma gözyaşları sonsuza uzar.
Gitmek vakti işlenmiş damarlarımda,
Gözlerimde kılcallar kan yatağı,
Puslu bir sabahtan sıyrılan nedirki,
----------------------------------------
GÜLE YAKARIŞ
Bir sahteliğe ram olunca,
Kaybediyor tüm hisleri gönül,
Çevresini yapma çiçekler sarınca,
Gecenin ellerinde ışık sanık,
Akar Haliç’e aşk tılsımlı sular,
Bir sessiz taka herşeyine tanık,
Sarhoş balıklar, ağlarını yalar.
Göğsümdeki tuhaf hisler adı yok,
m.
Rüzgarda bir duadır saçlarının arasına üflenen,
Gizli bir el gibi dolaşan pervasızca,
Güneş kızıllığını çekerken tepelere doğru,
Ussuzlaşmanın tamda yeridir,
Bir tepe, bir kız ve saçları,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!