Bir bakış...
Bir bakış ki kirpiğinin ucuyla girer yüreğime..
Biraz masum, ağlamış çocukluğundan...
Biraz yorgun, ama inadından...
Biraz yaralı, kanamış aşk acısından...
Öpsem gözlerinden geçer mi acaba? ?
Tutup saçından götüreceğim seni
Bir dağ başına, ırmak kenarına.
Ya benim olursun sen güzelim
Ya kara toprağın,
Söz verdim Yaradan’a.
Alıp kaçacağım yar seni,
Sen miydin o?
Dün gece karanlıkta dolaşırken
Arkamdaki ayak sesi sen miydin?
Dönüp baktığımda
Bir gölge kaçıyordu ara sokağa,
Korkuyordum.
Gözlerin, tutup kolumdan çeker beni senin yoluna,
Gözlerin, atar beni gözlerin karası sevdalara.
Gözlerin, düşürür beni en kahpe tuzaklara,
Gözlerin, yakar beni yarı uyanık aşk acısıyla.
Gözlerin, alır beni götürür bilmediğim masallara,
Gözlerin, satar beni üç kuruşluk aşk romanlarına.
İstanbul mu benden uzakta kaldı?
Yoksa ben miydim ondan uzaklaşan?
Ya da bir yerlerde bıraktığım sen miydin?
Kaçar gibi geldiğim bu yerlerde,
Seni vurup durur yüzüme her dalga.
Sanki aklımdan çıkıyormuşsun gibi.
Anne...
Her anne dediğimde,
Biliyorum ki duyuyorsun beni.
Bir melek gibi gelip yanıma,
Kanatlarının altına alıyorsun.
Bazen ‘nerdesin anne? ’ diye sesleniyorum.
Bir türkü söyledim dağlardan
Gözyaşlarımla gülüp geçtim.
Selam gönderdim gökteki kuşlarla.
Eski bir sözün geldi aklıma
Gözlerimden geçti yaşlı gözlerin.
Düşüncelerim yanıltır bazen beni,
Haber vermeden gelir adın aklıma,
Düşüncelerim bırakıp gider beni o zaman.
Girmezler adınla benim arama.
Sonra göz kapaklarımı aralayıp kendini görür.
Uykularımı kaçırır gecenin ortasında.
Geçerken de uğrar göz pınarlarıma,
Her defasında bu son deyip,
Alıyorum kağıdı kalemi elime.
Her defasında bu son deyip,
Uykusuz bırakıyorum gözlerimi.
Bir yaranın sızısındayken,
Yüreğime söz geçmediği gibi,
Çiy taneleri düşer yüreğimin topraklarına.
Hüznüm kıskandırır sonbaharı.
Baharda ekmiştim oysa,
Adını sen koyduğum fidanları.
Yaprakları sararıp düşmüş şimdi yollarıma.
Yapraklar üşüyor,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!