Bana o gözlerle bakma annem
Yoksa ölmekten utanırım
Benim süt rengi yanaklarım,
Patlamış mısır gibi patladı.
Bana o gözlerle bakma babam
Yoksa ölmekten utanırım
Yapacağınız geçit törenim,
Ruhum çekip aldı.
Bedenim küçüldü, parçalara ayrıldım
Boş beynim bir yıldız gibi eridi.
Gökkuşağı gibi parlıyorum,
Ruhum son anında.
Sakız gibi, yapışkan şeker gibi, kırılıyor ve eriyorum hiçliğe.
Bu yüzden...
Bana o gözlerle bakma annem
Yoksa ölmekten utanırım,
İyi hisler veren ve kendimi bir kenara atan,
küçük sevimli ben.
Bana o gözlerle bakma babam
Öldüğüm yerden gözlerini ayır.
...
Geç öğlenden sonra, evime doğru,
Koca tepeyi, iniyor, iniyor, iniyordum
Alıştırma tekerleklerinle,
İncecik yolları geçtim.
Sürekli yokuştan aşağıya iniyordum
Bir sonu gelmiyordu
Hiç bir insanın eseri olmadan.
Evler ortadan kayboluyor,
elektrik hatları bükülüp sallanıyorum
Asla var olmaması gereken bisikletimle birlikteydim
Her zaman ve sonsuza dek...
...
Bana o gözlerle bakma annem
Çünkü artık hiçbir yerde değilim
Annem bana bir sürü araba ve çizgi roman aldı
Bana o gözlerle bakma babam
Ortadan kaybolmak çok iyi hissettirdi
Babamın bana oyuncak asker ve müzik kutusu yapmasına rağmen.
Artık hiç bir yerde değilim.
Ruhum hayal dünyasına karıştı
Annemin tüm oyuncakları mutlulukla hiçliğe eridi
Artık hiç bir yerde değilim
Rüyamızda tekrar buluşana kadar,
Hoşcakalın.
Melisa Gündüz
Kayıt Tarihi : 29.8.2023 11:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Geçen günlerle tanıştığım belki beş yaşlarında olan bir çocuğun benle konuşmasıyla gelen o şiir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!