Balkarın süyüğünden Şiiri - Ekrem Parlak

Ekrem Parlak
40

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Balkarın süyüğünden

Balkarın süyüğünden

Zaman akıyor süyüğün üstünden,
Bir hatıra gibi tortulaşıyor,
Ekrem pencereye bakıyor,
Köyün gölgesi düşüyor her heceye.

Çatı damda tarhana serili,
Meyrem ana, elinde dua,
Bezi sererken,
Yüreğini de seriyor,
Bir rüzgar, bir çiçek dağlardan gelir,
Büyüler geçer arkasından.

Bir gece vardı ki…
Sıcak, karanlık bir yaz gecesi,
Perdenin ardında tıslama,
Köy susmuş,
Eşya gölgeleri uzanmışken…
Meyrem ana uykulu,
Kendi kendine perdeyi düğümlüyor,
Yılanı tutuyor sessizce,
Düğümlenen sadece yılan değil—
Bir korku, bir dua, bir ninni.
Ve gece büyülenir,
Işıksız, sessiz—
Bütün köyün kalbi yavaşça atar,
Yılanların bakışı,
Gökten inen ışıkla birleşir.

Bağ bozumunda
Ekrem’le Ali sırt sırta—
Sepet dopdolu, gülüş yok;
Üzüm pekmezi kırılıyor,
Elleri şıraya bulanıyor,
Sonra pestile dönüşüp
Damda güneşle kuruyor.
Ama bir hışır var—
Bir rüzgar geçer,
Ve zamanın kendisi kayar,
Her şey büyülenir,
Ve bir anlığa, her şey geçmişe ait olur.

Sarıkaya’dan Çöltarla’ya,
Nazarcı Oğuz’dan Dede Veli’ye kadar
Keçi damından bir ses yükselir:
“Ekrem’in anası Meyrem,
Kardeşi de Ali,
Dede Veli’miz de var ya,
Ondan başka ne kalmış?”

Gevel fısık çatlıyor dutlu durak dibinde;
Ali der: “Bunlar çıtırdayanlar, susar.”
O çatlakta zaman çatlıyor,
Kavruk, kavruk, dutun içi gibi.

Balkar deresinde çocuklar balık peşinde—
Ağ yok, sabır var;
Ekmek kırıntısı tuzakta,
Balıkla çocuk aynı hevesi kurar.
Susuzluktan dilleri dışarda,
Ama umutları serin;
Biri suya taş atar,
Diğeri göğe bakar—
“Bu sıcakta kavun bile terliyor,” der.
Bir an gelir—
Gölgenin içinde,
Suyla karışan sesler büyür,
Bir muska gibi,
Her düş, her rüya tekrar hatırlanır.

Zibilliğin kıyısında sıra: “Eşo basayım!”
Toprak savrulur, ayak kayar,
Kahkaha düşmez;
Pantolon yırtılsa da,
Onur yırtılmaz.
Böylece, çocuklar büyüler içinde
Bir başka oyun oynar—
Bütün oyunlar, bütün gülüşler
Bir başka zamanın içinde kaybolur.

Çoban köpekleri havlıyor geceye
Kendilerinden korkarcasına;
Sivrisinekler geceleğin diline çökerken,
Köpekler onları önce kovar—
“Bu itler de bizim gibi, çok ses eder ama zararsız,” der biri.
Bir an gelir—
Gecede bir ışık yanar,
Ve köpekler sessizleşir,
Çünkü fark ederler:
Bütün gece bir muska gibi büyülüdür.

Balkar’ın yeli eser—başka eser he;
Yaprak yaprak sır var;
Ekrem yollarda, Ali gölgesi,
Dede Veli uzaktan bakar,
Gözleri yaşlı ama içinde umut yanar.
Bir anlık bir bakış,
Bir büyü,
Ve bütün köy,
Zamanın dışına kayar.

Hiç kimse laf etmez,
Ama hepsi bilir o yolu;
Zaman akar süyüğün üstünden,
Bir umutla,
Bir hatırayla…
Bir büyü ile kayar her şey,
Bir rüya gibi geçer.

Zaman,
Tarhana serili damda dinlenir,
Pekmez şırası gibi,
Yıldızlar dökülürken—
Bir tek ses duyulur:
Meyrem’in duası,
Dede Veli’nin sessizliği,
Ali’nin tutuşu…

Perde uçuşurken hafiften,
O düğüm hâlâ durur—
Sanki yılan çoktan gitmiş,
Ama hikâyesi bekler hâlâ…

18.04.2025
Ekrem Parlak

Ekrem Parlak
Kayıt Tarihi : 18.4.2025 23:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Adıyaman gölbaşı balkar köyüne

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!