Lise ve üniversite hayatını tamamladıktan sonra denizlere atılmış ve halen denizcilik sektöründe çalışmaya devam etmekte...
Bir günün akşamında,
Daldım dünyanın dünyasına.
Uyanınca güneş iki kere batmış,
Yıldızlar doğmuş denizin deryasına.
Gözler görmez olmuş çürümüş.
Bir cumartesi, bir deli dün,
Çarptı kalbim o geçen gün.
Sendeledim, durdum baktım da,
Ben sendeyim sende büsbütün.
Parmaklarım terledi, o cumartesi.
Saçlarımın yapraklarına kışlar konmuş,
Baharı beklerim kuru topraklarıma.
Gözlerimin altına çöller çökmüş,
Dem düşmüş kafamın uçurumuna,
Su gibi içerim sensiz bu deryayı.
Budaklı saçlarının bir dalına,
Sordum Gönül'e, sen gönül müsün?
Dedi ki: "Ateşlerde yanmışım.
Su serper misin? Yakar mısın?"
---
İzliyorum gözlerini,
Karanlık denizin dalgın sularında, aysız gecede.
Bir uçurtma gibi sallanıyorum, el incem ellerden ayrı,
Nefesimi içime çektim,
Ayasofya doldu bendim.
Ayasofya'da ezanlar yankılanıyor...
Selâm veriyor Sultan Ahmede,
Seyrediyor boğazı, kız kulesini ve gözü yaşlı Dârülhilâfeyi.
Şehâdetini kaldırınca, görüyor Çamlıca'daki yeni dostunu.
Kenarda bir resim portresi gibi
El boş, cep boş, dükkan boşta
Bir kuru ekmek parası
Fırında yarısına
Evde üç-beş çocuk
Manzarayı çizdim,
Yüreğimden kopan renklerin cümbüşüyle.
Nefesim çarparken kendime,
Görünen görünmez oldu.
Sildim buğulanan yüzümü, terli ellerimle.
Gördüm beni manzaranın içinde.
Bir hatun görür de vurulursun,
Olursun deli akılda zindan.
Bir evliya görür vurulursun,
Bulursun divane kalpte lisan.
12.12.2020/Karadeniz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!