Yaşlılar işitsin, gençler işitsin!
Bitsin yanılsama, bu durum bitsin.
Düşman korkutmayan benzimiz gitsin,
Ceddin tenine eş derimiz gelsin.
İster kentli deyin, isterse köylü,
Bak yine sığmıyor içim içime:
Hava güzel, toprak güzel, su güzel...
Her şey dönüversin başka biçime,
Renklensin seninle doğrusu, güzel! ...
Yeşil çimeninde yatar, uyurdum.
Aydınlatmak için sen hele bir yan!
Odunu yaşlara çevir, çevir yan!
Işık halesiyle dolsun dört bir yan;
Karayı ak eden çığım var benim!
Koymadım dünyanın dışı, içini;
-''At martini de, bre Hasan, dağlar inlesin! '' denilerek şımartılanların ervahına ve ahfadına ithaf olunur.-
Nağrayı basan
Debreli Hasan,
Ses, kendi sesin;
Korkmaktan usan!
Gözlerdeki yaş nemdir, rahmet suya önemdir;
Dostlardan ayrı düşmek esastan cehennemdir! ..
Yaralı nice yürek, kevgirdir kemik kürek..
Reva mı dosttan ayrı cennette sefa sürek?
Yağma, çapula satıldı;
Sonra ‘çapula satıldı.
Karun altını yetmedi,
Dünya bir pula satıldı.
On sekiz bin âlem dahil,
Beni halden hale savurup durma;
Sıcak nefes misin, yel misin, nesin?
Gamze oklarınla sineme vurma,
Çakan şimşek misin, sel misin, nesin?
Şalın var, giyinip bürünmüyorsun
Zaman ırmağının akıntısında
Sürüklenen için salı yok mudur?
Herkes hafta sonu takıntısında,
Haftanın içinde salı yok mudur?
Ne haramzâdeyim, ne gölgedeyim,
İşte İpsiz Recep, hey koca reis,
Duymadın, duymayız bizler de yeis,
Gel, de, oradayız, düşman ne beis?
Kanımız fedadır, yurdu sulasın!
İpsiz gibi serdar nerde bulasın!
...Dört dört üç diyerek sahaya sürdük,
Bizim merhem bildik, yaraya sürdük,
Altı artı beşi ortaya sürdük;
Oyunda on birin malı yok mudur? ...
...İster ele güne nispet oynarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!