Kaç gece sabaha erdi
Kaç sabah uykuya uyandı
Çılgın bir zelzele var
Titrek ellerinin yüzüme değen hatlarında
Saydım onca maviliği
Öylesine arzular
Haybeden sözlerle titrerken gece
Usul usul sokuluyor
Neredeyse diz boyu oldu kar
Ve sen
Uluorta bir isyanla
Her haykırışta anneler
Her uykuda
Ani bir sıçrayış gözlerimde
Bu masal uğultusunda
Güneş kurtaracaksa gözyaşlarını
Gelmesin,bir gün uğruna.
Ne çaresizlikti ne sevi
Şiirler çağırıyordu seni
Kaldırımlarda sarartı kalmamıştı
Yaprağa dair
Kar yağıyordu ve insanlardı
Ürkek ürkek kaçanlar
Tanımadığım bir mekana götürsün beni,rüzgarla içiçe.
Unutursunuzda,şimdiden söyleyin en sevgiliye.Çiçek ko-
kusu ve sessizliğe,rüzgarın uğultusunu eklesin...
Anlatsa defalarca
Yapraklar en çok rüzgarla dökülüyor
Rüzgarın çaldığı ıslıklar
Kırık dökük bir sonbahar
Karanlık bir kuytusu sokağın
Acayip bir akşamındayım hayatın
Yalan yanlış sevdalardan
Buyruklar dağılıyor geceye
Tozu dumanı hep yuttuk
Karabasan gibi gördük
Tasvirler çiziyorum kağıtlara
Hep bezirgan yemini
Hep zulüm
Çürümüş yapraklar,ıslak sokak
Senin sesin
Öyle uzak,mırıltı
Cennet maviliğinin uğultusu
Kabir azabı,çırpınışlar
En uzak ateşin çığlıklarıydı zaman
Uzun yıllardan sonra
Hem yaşama dönmeyi
Yaşarken acı çekmeyi
Ve bir morgun
Ne kadar yaşam
Ne kadar ölüm koktuğunu
Birşeyler yazıyorum
Mahallenin delisi elinde teneke
Gürültü salan tekşey geceye
Selamsız bir şehrin
En ücra köşesindeyim
Sokakların tenhalıktan sıkıldığı bir saatte
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!