Ölüm demiş ki Abdullah’a:
– Hangi gecede unuttun sesini?
hangi kapıyı çaldın da
içinden çıkamadın? kendinin
Abdullah bakmış ellerine,
kendi izini bile tanıyamadan.
– Her gün biraz daha eksildim,
hiçbir gün tamamlamadı beni.
Zaman yaklaşmış ardından,
bir cami avlusunda sessizce durmuş:
– Herkesin gittiği yer bellidir,
ama kimseye anlatılmaz gidişin rengi.
Abdullah demiş ki:
– Ben hep kalan oldum.
Hep gidenin sessizliğini taşıdım cebimde.
Adımı kim söylese,
bir yangının külleriyle anardı beni.
Sonra geçmişler bir istasyondan.
Ne tren varmış,
ne bekleyen.
Bir çocuk ağlamış uzakta.
Ne annesi varmış,
ne susturacak bir kelime.
Abdullah susmuş uzun uzun.
Ölüm bir sigara yakmış:
– Bazı suskunluklar
hayat kadar gürültülüdür, demiş.
Ve orada durmuş zaman,
akmamış.
Ve orada durmuş yürek,
atmamış.
Ama bir cümle kalmış havada,
hiç söylenmemiş bir şarkı gibi:
“Ben seni affettim Abdullah,
ama sen kendini bağışlamadın.”
Kayıt Tarihi : 13.5.2025 09:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!