Babam! !
Sana bunu karlı bir ağustos gecesinden
Kederli bir bulut,dan yıldızları toplayıp yazıyorum
Seni yeşil gözlerin,deki ışıktan göğsünde açan
Güneş,ten ve tutsak ellerinden kucaklıyorum
Gök dağlarda uçan bölük bölük turnalardan
Çift camlardaki görüş günlerine yol alırken
Anne'min yanan sesinden hasretle selam ederim
Hasretini koğuşun nem kokulu duvarlarına
Kekik kokusunu taşıyan rüzgarlardır
Katırcılar geçerdi tütün tarlalarından
Acı bir tütün dilimde yokluğun baba
Demir kapılar açılırken gökyüzü çatırdardı
Zincirlerin sesini duyardım bunca uzaklardan
Ağlayamazdım hep saklardım senden
Soytarı bir dar ağacına gözyaşlarımı
Askerden dönünce taner hemen evlensin demiş,sin
Aşk olsun babam sana aşk olsun
Aşk,a zamanmı var baba ellerinde kelepçeler
Tutuşurken
Mahpusluk birde eklenmiş bu yoksulluk varken
Aşk çok erken
Belki,de birlikde yürürüz
Işıklı bir sabahtan çıkıp yıldızlı bir gecede eve döneriz
Çakır receb,in erdal,ın ve ben
Annem ay ışığını koyardı soframıza
Bir şiir yazardık hep birlikde otuz yıl sonra okunur
Gülerdik acının içinde
Özgür kuşlar gelip kanat vururdu demir parmaklıklara
Özlemini alıp baba verirdim sulara kanardı içimde
Bir dağ çiçeği gibi tuksaklığın
Dağlarda ateşler yanarken zılgıt atarlardı
Çığlığım delip geçerdi prangalardan zindanlara
Dökerdim zincirleri işlerdim belki usta bir demirci gibi
Tutsaklığını açardım demirden çiçekleri
Göğsümdeki yaram bir çobanın kavalında
Yanık sesidir babam içimi kanatan
Taş,a yazmalıyım şimdi seni babam
Şu dilsiz dağlara göklere uzanıp vermeliyim
Özgürlüğünü
Doğan,a şahin,e süzülürken en yükseklerde
Babam şimdilik hoşçakal! !
Seni içimde yanan ayrılığın kocaman ateşi ile
Kucaklıyorum
Babam alnında ay ışığı eksik olmasın
Yüzün aydınlık
Özgürlük yolun olsun
Baba'm
Kayıt Tarihi : 24.4.2013 15:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)