Bir kaldırım ıslak, gözlerimin altı kadar
Üstünde oturan bir sokak serserisi,
Derin düşünceler boğarken bu an beni
Bu kafamdaki şeytan boğazımı sıkar.
Ben miyim bıkan? Bu monoton yaşanmışlıklardan
Yoksa beni kendimden bile bıktıran sen misin baba?
Ne önemi var, kafam namlunun ucundayken
Kapının gıcırtısı bile bana çocukluğumu hatırlatır.
Sarhoş gözüken bir adam, şarapla alakası olmayan
Bir papatya söyler misin, hiçbir zaman solmayan?
Ve evladın taşırken omzunda, kendi cenazesini,
Kulakların nasıl bir şey olmamış gibi karşılar ezan sesini?
"Yoruldum" da bu işin bahanesi, "yapamayacağım" falan,
Hani kız çocukları babasını sever ya, seni sevmiyor ablam,
Bense sokak sokak dolaşan aciz bir çaresiz,
Uzanır kapkara bir boşluğa incelen sesim.
Ben karamsarım baba, tıpkı senin gibi,
Ama senin tam tersine hayattan zevk almayan biri,
Ve ecel terleri boşalırken bu soğuk şakaklarımdan,
Gözyaşımla serinlerim bu sıcak sabahlarımda.
Annemi soracak olursan, metreslerin kadar güzel değildir belki,
Fakat onlarda olmayan gururu var, bil,
Oğlun bendeniz öyle, ne istediğini bilmeyen biriyim,
Bir çift ayakkabı ve olabildiğine uzananan yollar...
Biraz daha konuşursam, ömür boyu susarsın,
Ne kadar keyifli olur nefretimi o ruhuna kusmak,
Ben de anlatırım devamla ve, cümleler pervasız,
Çünkü ben tebessümümü şeytanıma sunmam...
Kayıt Tarihi : 8.8.2023 14:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!