Sen hiç yorulmadın baba.
Ne geceleri çektiğin uykusuzluk yıkabildi o bedeni.
Ne de sabahları erken kalkmanın verdiği zorluk.
Sen hiç acıkmadın baba.
Bizden arta kalan ne varsa onu yedin.
Bir gün bile sızlanıp, şikayet etmedin.
Sen hiç yaşlanmadın baba.
23 yaşında beni kucağına aldığın gün gibi kaldın hep.
Ne saçına düşen aklar mani oldu buna.
Ne de ağrıyan yerleri vücudunun.
Sen hiç hasta olmadın baba.
Bir gün bile düşmedin yataklara, için kan ağlasa da.
Bir gün bile yatmadın, doktorlar elini bağlasa da.
Sen hiç dinlenmedin baba.
Gün boyu çalışsan da bir gün bile dinlenmedin koltukta.
Ve ben hiç durduğunu görmedim ne varlıkta, ne yoklukta.
Sen hiç güzel giyinmedin baba.
En iyilerini hep bize aldın çünkü.
Bayramlık bile yakıştırmadın üstüne.
Giydiğin kıyafet bile dünkü.
Sen hiç çocuk olmadın baba.
Yaz kış demeden topraktaydı ellerin.
Ve sana minnettarım ki malına bile dokundurtmadın ellerin.
Sen hiç derdini anlatmadın baba.
Nelerle uğraştın bizden habersiz kim bilir?
Tek isteğindi benden “oğlum bir bardak su getir.”
Sen hiç darılmadın baba.
Kaç gere başarısızlıkla çaldım kapını.
Ama sen bir kere yüzüstü bırakmadın evladını.
Sen hiç çaresiz kalmadın baba.
Ne kardeşim hastayken gördüm,
Ne de hastane köşesinde şükürsüzlüğünü.
Sen hiç yalnız kalmadın baba.
Çünkü dertler, sırtında bir kene gibi hep seninleydi.
Ve gözün hep kapıda, oğlum belki gelirdeydi.
Sen hiç işsiz kalmadın baba.
Kimi zaman tarlada, kimi zaman inşaatta
Gördüm terinin aktığını.
Ve ben hiç görmedim “yeter artık” deyip iş bıraktığını.
Ve ben hiç sensiz kalmadım baba.
Ne senden uzaktayken kilometrelerce.
Ne de başkasını severken delice.
Ve ben baba sana seni seviyorum demedim hiç.
Erkeklik ya işte, konduramadım dilime.
Ama teşekkür ederim baba.
Toz bile kondurtmadın elime...
Kayıt Tarihi : 29.4.2025 23:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!