Hatırlar mısın Yılmaz o eski günleri
Bazen keder, bazen neş'eyle geçen o dünleri
Bu gece yarısında ben
Bilmem neden
O Kabataş sırtlarındaki
Evin balkonunda kurulu
Yağız at, köpük saçarak üzengiyi gevmiyorsa
Sevenler, kucak açarak gelsin diye evmiyorsa
Seviyorum diyen kişi, ölesiye sevmiyorsa
Aşk denir mi böylesine?
Bu bir heves, öylesine...
Derdimi, anlattım hissiz taş'a ben
Vuruldum, gözlere, hem de kaşa ben
Bakmadın, gözümden akan yaş'a sen
Sana, sevdiğimi anlatamadım! ..
Ağarmış saçımla, eğdim başımı
Gönlümde, bahar melteminin zevki sürerken
Güz mevsimi gelmiş de, çiçekler soluvermiş
Sen, aşk'ı, tükenmez diye ikram ediyorken
Sevda yaratan, saçlara karlar doluvermiş
Hasretle seven, gözleri enginlere takmış
Tez unuttun, aşk'ın çiçek olduğunu
Sulanmayan goncaların solduğunu
Görmedin mi gözlerimin dolduğunu?
Acımadın bunca akan yaşlar'a sen! ..
Bana vefa göster dedim, cefe dedin
Ceylan gibi gözlerle,güzel hoş bakışın var
Mahzun duruşun,aldatışın, can yakışın var
Söz verme sakın,gönlümü baştan çıkarırsın
Meltemli yazın var güzelim,karlı kışın var
Ağlatma yazıktır, seni de ağlatır eller
Bana,sitem dolu göz'le
Bakma güzel, bakma güzel
Yüreğimi, acı söz'le
Yakma güzel, yakma güzel
Kapıldım, sevda seline
Tükenir mi Erciyeşin
Doruğundan kargüzelim?
Dola kolların boynuma
Sarmaşıkca sar güzelim!
Sen ne kadar sitem etsen
Gülüşün, gül yanağından bana hoş-bu getirir
Küsüşün, serhoş eder, dervişine hu getirir
Koşarak çöller aşan, bağrı yanık aşığına
O dudak zemzem olur, sadr'a şifa su getirir
Sevda okunu, sineme ta sapladı gitti
Dünyamı yıkıp, kalbi yakıp,derbeder ettin
Bin nazla açan goncamı yoldun, heder ettin
Sessiz kanayan, yareme merhem sürecektin
Derman olacaktın, beni dünden beter ettin
Bir tatlı bakış'dın, giderek gönlüme doldun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!