Tüm yaşamımız ölümle yüklüdür *
Avucunda ölümün tohumları, hangi ilâh acıya
boğmadan gösterdi,kovuğunda barbarlığa
niyetleneceğini doğurduğu yaratığın, önce kan sonra
evrenin bütün kıygıları zenci bir tenin sırtında
patlayan kırbaç gibi balkıdıkça;
sustuk sustuğunuza benzer
biraz fazla sıkarak vücudun dişlilerini
tiner koklayan bir kuşun iki kanat arası uzadık
...suyum ben,
küçük bir su...* dedi şair
ve kandım suyu...
I.
Suyu içtim
saatlerdir yağıyor eylül
bulutun mavi uçurumun yaşamak gibi
ağır damlalarıyla iniyor toprağa
saatlerdir yağıyor eylül
çılgınca toprağı demleyecek birazdan
sesinin kokusu var
şiir parlatan ince parmakları
gerekçeli bir rüzgârın
tende belâgat burcusu
parıldıyan bir diyardı avutulan
çığlığımı bırakıp göğüne
ellerimi uzatamadığım boynuna
loş bir zamandı sunulan
sedef kemerinin
sırtı dönük siyahlığında yaşadım boyuna
uzak tanıklarıyız
kulağımızda seken hayatların...
matarasında damlasız
çöllere serilmiş adamlardık
gözlerinin ferine bu şehrin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!