Gün görmeyen tozlu kaldırımlarda
nefesler dörttür yankılanıyor.
Tarçın kokan cam kenarlarında
kahveler hapis yatmış, hasretin ağırlığıyla bekliyor.
Bu amansız bekleyiş, bu serzeniş
Yine etrafsızca düşünüyorum.
Bu uyumama kepenk çekiyor.
Kuru havayı akciğerlerimde soluyorum.
Kar durmuş ve gün ayıyor.
Birazdan gün başlayacak.
Elimde yeşeren bulut kümeleriydi.
Bilirdim, sonsuzluğun ufkuna saplanan halat misali.
Lanetiydi adımın gölgesinde gizlenen güzelliğimin.
Zehiriydi gözlerimden akan kırmızılığın.
Ellerinin arasından kayan odunların alevi
Avuçlarıma cam güzeli diktim
Can buldu nehirlerimde.
Usulca soğuk yamaçlarda bittim
Mesken eylenmiş kırmızı çehrelerde...
Alev almış sessiz tebessümlerde...
Sadece dışarıdaki karı izliyorum.
Önümde bir yığın kağıt...
Belki sadece önüme dönmem gerek.
Belki de kendimi kara bırakmam gerek.
Hafta sonunun verdiği huzurlayım.
Köklerin alacayla sarmaşken
Bana seslenen,
Toprağın ardını çözmeye kalkışan sen...
O narin puslu ellerin,
Beni zifiri gecelerde buldu.
Ve her hitabın
Derimin katmanlarını eziyor bu cani düşünce
Dilim melal , aklım zayıf düşünce
Mavinin en sıcak tonlarını barındıran düşlerimce
Damarlarımda akan yakamozlarım var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!