Zaman susturur bizi yokuşlarında,
kelimelerimizin pimini çeker en muhtaç zamanlarımızda,
sevdayı yalın ayak bırakır susturduğu patikalarda,
hüznü salar içimize sinsice çaresiz sancılarla,
el çeksek zamandan mümkün mü sevdiğim?
terketsek zamanı en hoyrat dalgalara...
İçimde bir özlem var sana dair
İçimde bir acı yokluğuna dair
Ve gözlerimde aşkının buğusu
Ya akacak gözlerimden o buğu
Ya da
Ya da alacak beni benden
Gittin ya, karar verdim,
Bu kalbi mahkûm ettim etten kafesine.
Demir kapılar örttüm üstüne,
Görüşe kapattım her şeyiyle,
Gardiyanlarım var her gece nöbette,
Bir de not yazdım üstüne
Aşk,
Öylesine sevip de sevmek değil,
Aşk,
Kendini onda hissedip, “O”na vermektir.
1997
Geceleri uzun gelir bana be gülüm,
Sensizlik can damarımda sanki ölüm!
Biliyorum vuslat vardır elbet bir gün,
Ama sayamam günleri
Her gün ayrı bir ÖLÜM!
Soluğunu soluğuma koy soluksuz kalalım
Bir ömrü senle soluksuz yaşayalım
Varsın bu can solukla yaşasın
Biz bir beden de soluksuz kalalım…
Ayşe Tarhanlı
Uzaksın bana yakın bildiğim şehirlerde,
Ellerimi uzatsam yokluğuna gömülür avuçlarım.
Tut ellerimi ne olur!
Sana ölesiye muhtacım…
16.09.2006 cumartesi
Sevmek;
Rab ban ve Rahim’i sevmek.
Erimek;
Güneşin altında durmak.
Yanmak;
Sevdaya bir adım daha yaklaşmak.
Ben yokken yalnız kalmışsın arkadaş
Ellerin bomboş kalmış gölerin boşlukta.
Hani söylemiştim ya ben sana
DOST!
Aramakla bulunmaz bulacaksın yanında!
İmkânsızsın Ey Sevgili!
İmkânsız seni sevmek
Sana sarılmak, seni öpmek
Ve hatta bunları hayal bile etmek! …
Git gömül ebediyete
Yeter ki imkânsız sevgine izin verme…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!