Bulanık sularında daha geçmeden nehri,
Seni tâ o zamanlar bırakıp gitmek vardı.
Bile bile gönüllü içmeden tatlı zehri,
Seni tâ o zamanlar bırakıp gitmek vardı.
Yer küre mi çatladı oldu büyük zelzele?
Bucak’ta yaşanır sevda iklimi,
Üşüyen gönüle yeleksin Bucak.
Âşık sofrasına serer kilimi,
Öyle tatlı, balsın peteksin Bucak,
Işıklar içinde dönüyor devran,
Sevdin, vicdanlıydın hiç ağlatmadın,
Bana bir gün bile dert bağlatmadın,
Zerre kadar üzüp hiç çağlatmadın,
Söyleyemem sana hiçbir şey Gülüm,
Sessizce ağlarım, garip Bülbülüm.
Ölene dek dedim, o dost sen miydin?
Demek dostluğumuz, buraya kadar,
Dilimde bitmeyen o tat sen miydin?
Demek dostluğumuz, buraya kadar...
En acı günümde, benimle oldun,
Sana hasret kalmak üzüyor diye,
Kimseler duymadan çaldım kapını.
Bakışların keskin süzüyor diye,
Kimseler duymadan çaldım kapını.
Korktum sözlerinden demirden sertti,
Bülbüller lâl olmuş, güller susuyor,
Adım başı düşman Çanakkale’de.
Yerler, gökler sanki ölüm kusuyor,
Kıyamet mi zaman Çanakkale’de?
Karadan denizden saldırır düşman,
Şu gezdiğim sokaklar,
Benden bir can istiyor.
Kara kara topraklar,
Benden bir can istiyor.
Karıncası, arısı,
Bakışın ruhumu sevdaya saldı,
Kahve gözlerinde cennetler gördüm.
Aklımı fikrimi başımdan aldı,
Kahve gözlerinde cennetler gördüm.
Kâh salıncaklarda salladı beni,
Bu ne kara gündü, görüşmeseydik,
Baharı kış ettin çiçek açmaz ki.
Kapanmış yarayı hiç deşmeseydik,
Baharı kış ettin çiçek açmaz ki.
Bir tek söz söyledin bin yara açtın,
Yazıldın gönlüme nicedir artık,
Derin duygularla bağlıyım sana.
Adın şu dilimde hecedir artık,
Derin duygularla bağlıyım sana.
Yıllardır gözümden akıyor yaşım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!