İki dağ yarılsa, parmaklarından avaz avaz sular fışkırsa da göremezler.
Ne o dağ ne de şu sonsuz mavilik senin içindir.
Görmek istemeyene göz yalnız bi çukurdur.
Düşmek lazım gelirken neden ıslak elbiselerine yapışırsın,
Neden güllerin başını koparırsın da yaprakları tane tane saçılır,
Kokunu içine çekmeden daha nasıl nefes alırsın anlat biraz.
Issız bir sessizliği var bu selvi ağaçlarının.
Köklerini toprağa gömmüş,
Her taze dalın matemi yankılanıyor şu uçsuz bucaksız ovada.
Metruk, yetim kalplerimizi sarabilirdik birlikte.
Büyük bir hasretle göğe kavuşurdu köylünün cahil ruhları.
Kara oğlanlar ve gülpembe kızlar,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!