Anlayamassın beni
Çözemessin dilimi
Sen bakımlı bahçelerin nazlı çiçeği
Bilirmisin kardelenin halini
Mutlusun altın kafeste keklik misali
Göremessin o göçmen güvercini
O kırık düşlerde bıraktım seni
Anıları da ıslak mendillerde
Senli hayalleri attım ateşlere
Kaybettim,gördüğüm ne varsa gözlerinde
Vefasızlığının bıçağını yediğimde
Durdurdum zamanın çarkını tersine
Fırtınalar kopar masum bakışlarında
Birşeyleri haykırırsın çılgınca
Sensin düşündüğüm hep,
Yüreğime hüzün takıldığında
Tesellisiz acıların var bilirim
Kapalı kapılar ardında
İstanbul, ey çılgın düşler kraliçesi
Hayallerimin zirvesi, tarifsiz duygular perisi
Sensiz şafaklarda alaca, doğan güneşin rengi
Ufuklarda yorgun bakışlarım, seni aramaktan dertli
Gözlerimde Kız Kulesi nemli
Farzet biz yaşamıyoruz bugünde
Farzet biz dündeyiz, geçmiş senelerde
Geleceğe duyulan büyük özlemlerde
Farzet ben geç kalmadım sevgine
Farzet biz yazmadık ayrı hikayeleri
Bitmiş yine yoculuk
Bu son durak
Bavulumda kırık dökük umutlar
Yanımda bütün korkular
Belleğimde bulanık anılar
Unutulmuş eskiden kalanlar
Söylenecek ne kaldı, bu aşktan arda
Bu kadar talan, yağmadan sonra
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anda
Sözler anlamsız, çaresiz,dudağımda
Virane gönlüm yıkıntılar altında
Sensin tüm çaresizliğimle
Ardımda bıraktığım
Yada bensiz geleceğe saldığım
Sensin yıllara haykırdığım
Sen içimde kanayan yaralarım
Sen de mi yıktın beni kader dediğim
Yıkılmış viraneden inşa ettiğim
Gönül küllermden binbir cefayla
Harlayıp yaktığım en son ateşim
Sen de mi vefasız çıktın sevdiğim
Hani o puslu günde
Aşkımızın bittiği yerde
Son kez bakmıştın ya gözlerime
Yüreğimi eze eze
Sen son sözlerini söylemeden önce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!