Ruhum siyahın gölgesinde şizofren bakışlarınla raks ederken,
Ateşi hecrde yanan sufi aşkıma sürurlarimi firavuni gibi acımadn attın.
Aşk için dikilmiş hüzün ponaması benim payıma düştü.
Siyahın mabedine katre katre düştü avucumdan nefrinim senin için.Yalancı cennette gercek cehennemi yaşattin, cinlerden kaçan çaresiz bir cocukun surelere sığındığı gibi,sığındığm o aşk denen cennet(s) e (tabi) .
Yarınları diri diri ayaklarına kayalar bağlayıp kızıl, dipsiz ummanlara sürdün.
Dudağında hafifleyen dudağım şimdi tonayı geçmiş artezyen gibi kan fışkırıyor.
Senin olduğun dünya öyle zulmetli zindan ki, o zindanda aralıksız işkence gören bedenim var.
Anılarınla bir mezbele yığınına dönen bürüd bedenimden, ebediyete hicret için volkanik dağlar gibi kaynayan ruhum var.
O ruhumda herzaman sancı içinde mezbaha bir bataklıkta boğulan Şizofren Siyahım var.
Beyaz önlüklülere teslim edip sessiz odaya kilitlendi gözbebeklerim.
Edna yalanlarını göz kapaklarımın altına saklayıp, senden çalıp cesetlerini kefensiz gömdüğüm hayllerine mukabil verecem.
Karabasan gibi boğazıma çöktü senli günlerim.
Bir ölünün son yolculuğuna uğurlanırken başında okunan dualar gibi.
Satırlara müzeyyen intihar manzumlarımı bir ninni gibi semaya okurken
yitik bir hiclikte simsiyah hezeyanlarla herseyleşip hic birinizin bilmediği boşlukta,görmediği yanlızlikta akacağim...
Kayıt Tarihi : 17.10.2011 21:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)