sen oradasın
o fildişi kule de…
dostların var omzunu yasladığın
limanların var fırtınada güvenle sığındığın
şerden, beladan uzak
emin ellerdesin
etrafında fır dönüyor insanlar
rican bile emir telakki ediliyor
yani, bir sigara yakacak olsan
birbiri ile yarışıyor kibritler-çakmaklar
bense buradayım
içinden kahır katarları geçen bu metruk şehir de…
sen gideli iyiden iyiye saldım kendimi
rakının beyaz ellerinden tutabilmek için
illa bir bahane bulup
ya kıtlıktan çıkmış gibi içiyorum ya da
muttasıl tütün sarıyorum dumanlı başıma
artık hiçbir şey şaşırtmıyor beni
acıtıyor ama şaşırtmıyor
gidişine öyle bir şaşırdım ki
bu vakitsiz ölümlere
hiçbir çağda yaşanmamış olan bu vahşete
el kadar bebelere reva görülen bunca acıya
eli kınalı analara yaşatılan yapılan bu zulme
artık şaşırmıyorum
bir zamanlar
kuşun kanadını kırıp, karıncanın yuvasını bozanlara
elime mızrak gibi pankart alıp
gök gürültüsü gibi gürleyen ben
artık sadece susuyorum
sen de dahil…
evet yanlış duymadın sen de dahil
kimseye söyleyecek sözüm kalmadı artık
gelmeyeceğini biliyorum ama
olur da gelecek olursan
seni gördüğüm de, dut yemiş bülbül gibi susacak olursam
sakın şaşırma
gidişinle ayın karanlık yüzünü gördüm ben
insan insana neler yapabilirmiş
bir kaşık suda nasıl dibe vurulurmuş
fondip yapılmış kadehleri duvarlara çarpıp
dağına küsmüş bir bulut gibi nasıl aşka küsülürmüş
onu gördüm
bu yüzden
bir bebek minik elleri ile nasıl iterse salça sürülmüş memeyi
bende kendimden uzağa itiyorum aşkı ve
aşkım’sı şeyleri
artık aşktan bir medet ummuyorum
sen gözlerini dört aç sevgilim
ben yaşama ve aşka
artık gözlerimi kapatıyorum
Kayıt Tarihi : 4.8.2025 23:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!