-1-
bir suya rastladım yolda 
iyi giyimliydi tırnakları ojeli 
bir gölün serinliğine bindirdi ki beni gözleri 
başımı koyacak yer bulamadım güpegündüz 
-2-
doksan yıl yaşamışsın ya dostum 
karnın tok sırtın pek 
yediğin marketten 
yemediğin bahçevan Memet Efendi'den 
Bakkal Arif'ten 
Kasap Hamdi'den 
umarım ne ışığınız 
ne de suyunuz hiç eksik olmamıştır 
bir zaman bir el vanayı kapatsa 
yerini hemen bir baraj doldurmuştur 
afedersiniz bayım 
söyler misiniz 
su kütüğünde 
neden bu denli silik çıkmış adınız 
-3- 
bilirim 
öncesi çocukluğumdu 
temmuzun orta yerinde 
sokağı bekleyen bir içimlik su olsa 
seslenirdi bana 
oyuna çağırırdı ayaklarımı 
sağolsun çok da severdi tekmelerimi 
şu ödev senin 
bu ödev benim 
düello yapardık garibimle 
öyle de teperdim ki böğürlerine 
inanır mısınız 
hiç ııhh demezdi 
-4-
ben ağzımın ateşini suya yolladım 
beklemek dervişin ırasındadır beklerim 
nas'olsa su bilir yolunu 
bir perdenin azıcık aralanmasını 
ağız ateşlerini bilir 
ben ona güvenirim 
-5-
ey sevgili 
saçlarının suya değdiği yerleri iyice işaretle ki 
ben de bileyim sığınacağım ülkeyi 
-6-
içimden ilkyaz suları geçiyor şimdi 
dağların güneşli sırtlarına gelincikler bağışlayan 
Anadolu yaylaları geçiyor 
Deveci yörüngesi 
Ayhatun iklimi 
bütün duraklarıma öpücük dolduruyor mayıs 
ben sana uzanıyorum 
uzat elini sevgili 
zararı yok uzattığın 
en sıcak sahranın serabı olsun 
-7-
ben 
ağızsız söyleşmeyi öğrenemedim 
ağzımı gönderince gelmeyen yere 
dilimi zaptedemedim 
karabasanlar bastı avazımı 
önümde boynu vuruldu ince sevdaların 
kimselere söyleyemedim 
ey sevgili 
koltuğumun altındadır ağzım 
beyazdan beyaz rengi 
lakin boynuma bir ilmek atılmıştır 
suya çıkar adresi 
-8-
bütün galaksiler uyur da 
su uyumaz 
yürür yörüngesini 
bütün parmakuçları bu yörüngeye yakışır 
siler herşeyi kirinden 
adı 
su yörüngesi 
-9-
suyun sesini keseceğine 
su bekçisinin sesini kes dedi 
suya el açan 
-10-
suya su verdim 
önünde durduğu şafak sevda çeliği 
ki incelmiştir tel tel 
doldurmuştur gözyaşı şişelerimi 
bu yüzden tan serinliğidir 
tenimin küçük yolları 
damar diye andığım 
suya güldüm 
güneşten döküldü üstüme aksiseda 
dizlerim yürüdü 
yekindim: ilkyaz 
yekindim: dağların gelincik kuşanması 
okundu künyem sırtlarda 
dağı sarındım 
yandım yataksız yorgansız günlerime 
yalnız suya el açanlara gösterirmiş 
güneşten eşiğini 
Ayhatun ülkesi 
okudum eskil kütüğünü 
kabul edildim 
şimdi hem suya değiyor ayaklarım 
hem başımda dağ yeli 
ağzımda bir tomurcuk güldür avazım 
suya gülşen diyeli 
Ali Tekmil / 23.05.2006 – Urla.
Ali TekmilKayıt Tarihi : 27.4.2007 23:21:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!