Ayetel Kürsi Üzerine Şiiri - İsmail Ateş

İsmail Ateş
82

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Ayetel Kürsi Üzerine

Allah, ilah yoktur O'ndan başka
O canlıdır, işlerini yürütendir daima
O'nu ne uyku tutar ne de uyuklama
Hepsi O'nundur göklerde ve yerde ne varsa
Kimdir, O'nun izni olmadan şefaat edecek olan da
O, bilir her şeyi, hem önünde hem arkasında
İlminden ancak O'nun dilediği kadarını kavrayabilirler.
O'nun Kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır
Onları korumak O'na zor değildir
O yücedir, azamet sahibidir.

İsmail Ateş
Kayıt Tarihi : 24.11.2025 09:00:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


AYETİN TANITIMI Bu ayet Bakara Suresinin 255.ayetidir.Hz.Peygamberin Medine döneminde inmiştir.Ayet içinde "kürsi" kelimesi geçtiği için "kürsi ayeti" anlamına gelen "ayetel kürsi " denmiştir. Bu ayet Allah'ın isim ve sıfatları söz konusu edildiği için Allah'ı en geniş tanıtan bir ayettir.Peygamberimizden aktarılan bir hadise göre:Allah'ın kitabındaki en büyük ayettir. AYETİN TEFSİRİ "Allah, ilah yoktur O'ndan başka" Cümlesinde Allah'tan başka ilah, tanrı veya tapılacak bir varlık olmadığını anlatarak Kelime-i tevhidi söz konusu etmektedir.Sadece Kelime-i Tevhidde Allah ismi açık olarak ifade edilirken burada zamir şeklinde geçmiştir. Kelimei Tevhid İslam inancının temelidir."La ilahe illallah Muhammed'ün Resulullah" şeklinde ifade edilir."Allah'tan başka ilah yoktur Muhammed Allah'ın Resul'üdür" anlamına gelir. Allah'tan başka tanrı yoktur. Kelime-i tevhid de önce reddetme sonra kabul etme cümleciklerinden oluşmuştur. Bunlar:"Hiç bir ilah yoktur" cümleciği ile "ancak Allah vardır" cümleciğinden oluşmuştur. İlah: Kendisine ibadet edilen varlık demektir. Allah yüce yaratıcının has ismidir.Allah ismi hiçbir varlığa isim olarak verilemez. Yüce Allah akılcı bir ifadeyle birliğini Enbiya Suresi 22.Ayette şöyle izah edilmiştir:" Eğer (yerde ve gökte) Allah'tan başka tanrılar olsaydı elbette ikisinin de düzeni bozulurdu.Arşın Rabbi olan Allah onların yakıştırdığı sıfatlardan uzaktır." Allah'ın eşi, benzeri ve ortağı yoktur. Allah'tan vahiy alan elçiye Nebi adı verilir. Resul ise vahyi insanlara iletendir. Her peygamber hem Nebi hem de Resuldür. Bu iki görev birbirini tamamlar. Peygamberimizin Ahzap Süresi 40. Ayette hem Resul hem Nebilerin sonuncusu olduğu açıklanmıştır."Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resûlü ve Nebilerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir." Kelime-i Tevhid'den başka bir de Kelime-i Şehadet vardır."Eşhedu Enla ilahe illallah ve eşhedü Enne Muhammeden abduhu ve rasuluh"sözlerinden oluşmaktadır. "Ben şahidim ki Allah'tan başka ilah yoktur Yine şahidim ki Muhammed O'nun kulu ve Rasulüdür " anlamına gelmektedir. Kelime-i Şehadet kelime-i tevhidin başka bir ifadesidir. Bir insan kelime-i şehadeti söylediği zaman kendisini Allah'tan başka ilah olmadığına ve Hz.Muhammedin Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna gözüyle görmüş gibi ve kalbiyle hissetmiş bir şekilde buna inanarak tanık olduğunu ifade etmiş olur. Kelime-i şehadeti getiren bir kimse iki şeye tanıklık etmiş oluyor.Bunlar: 1-Evrendeki tüm düzenli işleyişi fark eden insan Allah'tan başka bir tanrı olmadığına tanıklık etmiş olur. 2-Kur'an ayetlerini okuyarak bu kitabın bir insan eliyle yazılamayacağını öğrenir.Böylece Kur'an'ı getiren Hz.Muhammed'i (A.S) onu görmediği halde onun Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şahit olur . Müslüman olmayan bir kimse bu şekilde Kelime-i şehadet getirirse ve buna inanırsa mümin olur. Böylece müminlerin din kardeşi Müslüman olanların birbirlerine karşı hak ve sorumlulukları başlamış olur. Kelime-i şehadet getirerek iman etmek imanın ilk basamağıdır.Buna "icmali iman " adı verilir. İmanın ikinci basamağına ise " tafsili iman " denir. Tafsili imanda müslüman kişi her bir iman esasını ayrıntılı bir şekilde tüm inceliklerini öğrenerek imanına derinlik katar. Kur'an, Allah'ın,meleklerin ve ilim sahiplerinin şahitliğiden şu şekilde söz eder: " Allah kendisinden başka ilah olmadığına şahitlik etti.Melekler ve ilim sahipleri de adaletle buna şahitlik ettiler.Ondan başka ilah yoktur O her şeye üstündür.Hükümlerinde Hikmet sahibidir." (Ali İmran Suresi 18.Ayet) Tahiyyat duasının son bölümü Kelime-i şehadet ile son bulur. Ezan sözlerinin baş kısmı da Kelime şehadete çok benzerlik gösterir. "O canlıdır, işlerini yürütendir daima" Hay: Allah'ın canlı,diri ve ölmemesi demektir. Kayyum: Her şeyin varlığı kendisine bağlı olan, evrenin işlerini kesintisiz idare eden anlamlarına gelir. O Allah her zaman diridir.Asla ölümlü değildir.Ölmesi imkan ve ihtimali yoktur. Evrenin yönetiminde tek söz sahibi,kainatı idare eden tek yetkili varlık.Her ne kadar melekler evrenin ve ahiret işlerini üstlenseler de bu görevleri onlara veren yine Kayyum olan Allah'tır.Bütün kainatın yönetimini kesintisiz Allah idare eder. "O'nu ne uyku tutar ne de uyuklama" Yüce Allah'ın uyuması ve uyuklaması asla söz konusu değildir.Bu durum evreni idare eden bir varlık için bir eksiklik sayılır.Allah her türlü eksiklikten çok uzaktır.O her konuda mükemmel bir varlıktır. "Hepsi O'nundur göklerde ve yerde ne varsa " Göklerde ve yerde ne varsa O'nun mülküdür.Gerçek sahibi Allah'tır.Mülkün yegane malikidir.Gökleri ve yeri yaratan Allah'tır. "Kimdir, O'nun izni olmadan şefaat edecek olan da " Şefaat sözlükte iki şeyin yanyana olması demektir.Birinin işini görmek için onunla birlikte gitme anlamına gelir.Dinde saygın birinin Allah'ın yanında bir başkasına arka çıkma, destek verme, aracı olma,dua etme anlamında kullanılır. Prensip olarak Yüce Allah izin vermedikçe ve razı olmadıkça kimsenin şefaat etme yetkisi yoktur.Şefaat etme yetkisi tamamen Yüce Allah'ın elindedir.Şu ayet bu duruma işaret eder:"Deki:Şefaat etme yetkisi bütünüyle Allah'a aittir.Göklerin ve yerin yönetimi O'na aittir.Sonra dönüş O'nadır.(Zümer Suresi 44.Ayet) Allah katında kendisinin izin verdiği kimseden başka kimse şefaat edemez.Şu ayet bu duruma işaret eder:"Allah katında kendisinin izin verdiği kimseden başka kimse şefaat edemez.Sonunda yüreklerindeki korku giderilince Rabbiniz ne buyurdu derler.Onlar da hak olanı buyurdu derler.O yücedir, büyüktür."(Sebe Süresi 23.Ayet) İnsanların yalvarıp yakardıkları putlar veya insanlar şefaat yetkisine sahip olamazlar.Ancak bilerek gerçeğe şahitlik edenlere bu yetki verilecektir.Şu ayet bu duruma işaret eder:"Onların Allah'ın altında yalvarıp yakardıkları şefaat edemezler.Bilerek gerçeğe şahitlik edenlere bu yetki verilecektir."(Zuhruf Suresi 86.Ayet) Bu hususla ilgili ayrıca bakınız (Zümer Suresi 43.Ayet,Yasin Suresi 23.Ayet,Secde Süresi 4.Ayet,Rum Suresi 13.Ayet,Şuara 100.Ayet,Yunus Suresi 3,18.Ayetler,Araf Suresi 53.Ayet,En'am Suresi 51,70,94.Ayetler) Mahşer gününde Yüce Allah'ın izin verip sözünden razı olduğu kimselerin dışında kimsenin şefaati fayda vermeyecektir.Şu ayet bu duruma :"O gün Rahman'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseler dışındakilerin şefaati fayda vermeyecektir."(Taha Suresi 109.Ayet) Bu hususla ilgili ayrıca bakınız (Enbiya Suresi 28.Ayet, Meryem Suresi 87.Ayet) Meleklerin şefaat etmesinin Allah'ın dilediği ve razı olduğu kimselerin dışındakilere fayda vermeyeceği şu ayet açıkça belirtir:"Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri Allah'ın dilediği ve razı olduğu kimselerin dışındakilere fayda vermez."(Necm Suresi 26.Ayet) Her şefaat edenin şefaati fayda vermeyeceğini şu ayet belirtir:"Artık şefaat edenlerin şefaati onlara bir fayda vermeyecektir."(Müddessir Suresi 48.Ayet) Yeniden diriliş günü zalimlerin dostu ve sözü dinlenir bir şefaatçileri olmayacaktır.Şu ayet bu durumu belirtir:"Onları yaklaşan felaket günü ile korkut.O an yürekler gırtlaklara dayanmış yutkunup dururlar.Zalimler için ne sıcak bir dost ne de sözü dinlenir bir şefaatçi bulunur."(Mümin Suresi 18.Ayet) "O, bilir her şeyi, hem önünde hem arkasında " Yüce Allah her şeyi bilir.Her şeyin önünü ve arkasını kesin bir şekilde bilir.,Her şeyi bütün boyutlarıyla bilir.Zaman itibariyle geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği bilir.Akıl ve duygularla elde edilebilecek her türlü müşahede alemi ve gayb aleminin bilgisini bilir.Hiç bir bilgi O'nun ilminin dışında değildir.Hadid Süresi 4.Ayette şöyle buyrulur:" Gökleri ve yeri altı günde yaratıp sonra Arş'a istiva eden O'dur.Yere gireni,ondan çıkanı,gökten ineni ve ona çıkan her şeyi bilir.Nerede olursanız O sizinle beraberdir.Allah yaptıklarınızı görendir." "İlminden ancak O'nun dilediği kadarını kavrayabilirler." İnsanlar ve cinler Yüce Allah'ın belirlediği bilgi kadar bilgi sahibi olabilirler.Allah'ın bildiği bütün bilgilere erişemezler.Şehadet alemine ait bazı bilgileri öğrenebilirler gayb alemine ait bilgileri Yüce Allah'ın haber verdiği kadarıyla bilebilirler. "O'nun Kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır." Kürsü: kralların oturduğu taht anlamına gelir.Nitekim Süleyman Peygamber'in tahtı için de kürsü kavramı Kur'an'da geçer.(Bakınız:Sad Süresi 34.Ayet)Yüce Allah'ın mahiyetini tam olarak bilemeyeceğimiz bir kürsüsü vardır.O'nun kürsüsü Allah'ın hakimiyetine kinayedir.Evrenin hakimiyetini elinde bulunduran anlamına gelir.Onun hakimiyeti gökleri ve yeri kuşatır.O'nun hakimiyetinin dışında bir yer yoktur. "Onları korumak O'na zor değildir." Gökleri ve yer Allah'ın gözetim ve koruması altındadır.Onları korumak Allah için pek kolaydır.O'na zor gelmez.Sıkıntı vermez. "O yücedir, azamet sahibidir. " Aliy: Yücelik ve yönetimde kendisine denk veya daha üstün bir varlık bulunmayan demektir. Azim: Mahiyeti hakkıyla kavranamayacak kadar yüce, emirlerine karşı gelinemeyen ve aciz bırakılamayan varlık demektir. O Allah yücelik ve yönetimde kendisinin dengi olmayan bir varlıktır.Emirlerine karşı gelinemeyen ve aciz bırakılamayan bir varlıktır. AYETTEN ALINAN BAZI DERSLER 1-Mülkün gerçek sahibi Allah'tır.İnsanlar mülklerinin gerçek sahibi olmadığı halde gerçek sahibiymiş gibi davranmaktadır.Oysa mülk insana emanet olarak verilmiştir. 2-Ülkeyi idare eden yöneticilerin memleketi iyi bir idare etmek istiyorlarsa ülke hakkında bilgi sahibi olmaları, işlerini takip etmeleri,çok uyumamaları ve dikkatli olmaları gerekir. 3-Şefaat etmek Allah'ın iznine ve razı olduğu kişilere fayda verir.O'nun izni olmadan kimse şefaat edemez.İnsanların yalvarıp yakardıkları putlar veya insanlar şefaat yetkisine sahip olamazlar.Zalimlerin dostu ve sözü dinlenir bir şefaatçileri olmayacaktır. 4-İnsanlar ve cinler Yüce Allah'ın belirlediği bilgi kadar bilgi sahibi olabilirler.Allah'ın bildiği bütün bilgilere erişemezler. 5-Yüce Allah'ın hakimiyeti gökleri ve yeri kuşatır.O'nun hakimiyetinin dışında bir yer yoktur.O'nun hakimiyetinden kaçamayız.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!