hesapsız uzaklarda
merdivenin bir ucundan
tırmanmışım
gök kubbenin çatısına
gözleri sicim karanlık gecenin
İnsanım ben
atomlar
nükleer enerjiler
benim için
ben bana karşı
dün hiroşima bugün miroşima
memleketimde
saçlarına
ak düşmüş karın
yağıyor yağıyor
sarı sıcağa
ağustos ayında
Dur
kızıllık düşsün tepelere
sular yürüsün yeni toprağa
yeşilimler oynaşsın yavaş yavaş
açsın çiçekler yaylasında yaprak yaprak
her şey
SARI VE SICAK
çöl sarı
çölde kumlar sarı
aylardan Temmuz
çocuklar öldürülür koynunda
Bugün saçları ak bulutların
Birazda kıvrım kıvırcık
Güneş
Arada bir göz kırpar
Koşturan bulutların arasından
Düştü
Bir duygudur anıtlaştı benliğimde
serpiştirildi damarlarıma sımsıcacık
ılık ılık
dokundu bedenim
dokundukça yumuşacık ilmek ilmek
sardı ufkumu tan yerinde doğan güneş gibi
SIVASA’TA MADIMAK CEHENNEMİNDE
çepeçevre kapattılar
kapıları birer birer
döktüler gazı
çaktılar kibriti
SÖZ
kandan ıslak bedenlerinizi
şafakların çiğ tanecikleri ile yıkanmış
güneşin pırıltıların da
ısıtarak saklayacağım
göğsümün bir kefesinde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!