sen....
başıboş karanlık gecelerin...
saatin tik-taklarının...
bir yağmur damlasının...
aydınlık sabahların...
beyaz mı beyaz bulutların...
bugün de yoksun, koynundayım işte sensiz gecenin
gözyaşlarım düşer kuytularına, yosun tuttuğum bu ıslak şehrin
kurşun gibi ağır bir yağmur yağar şimdi karanlığa
gözlerin düşer aklıma, en onulmaz acılarıma dost olur
Bir kapıydı istediğim
Binbir kapılı zindanda
Yok, sevme beni
İstediğim o değil
Karanlık soğuk
Nisanda bu zemheri
Dün sayısız umutlarım vardı
Bini bir para
Dilimde hep bir şarkı
Yağmurda dolaşmaktan hoşlanırdım
Toprağın kokusu sevincimdi
Hani, göz alabildiğine uzanan ekin tarlalarını geçince
bir köyevi bahçesindeki cılız ağacın gölgesinde
yemek molası vermiştik,
evden ağır adımlarla elinde koca bir tas yoğurtla
(yaşamın izleri gözlerinde) doksanlık koca çınarı
aşımıza ortak etmiştik.
Ölü bir kuştu
içimdeki haykırış
Nasıl uçsun?
Bir çırpınmadır,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!