Atları gördüm penceremden.
Berlin'de, kıştı. Işık
ışıksızdı. Göksüzdü gök.
Ve hava ıslak ekmek kadar ak.
Kışın dişlediği
boş bir sirk gördüm penceremden.
Birdenbire, bir adamın yeddiği
on at sisin içinden çıkıverdi.
Dalgalandılar güçlükle, ateş gibi,
gözlerimde o ana kadar boş olan dünyayı
doldurdular ama. Harikulade, ışıl ışıl
on tanrı gibiydiler uzun lekesiz bacaklarıyla,
-tuzun düşüydüler sanki.
Dünyalar ve portakallardandı sağrıları.
Renkleri bal, kehribar, ateş.
Gurur taşından oyulmuş
kulelerdi boyunları.
Ve bir mahkum gibi güçlü bakıyorlardı
öfkeli gözleriyle.
Ve orada sessiz,
berbat ve tarümar kışın ortasında atlar
hayatın arzulu kanı, ahengi
ve kışkırtıcı defineleriydiler.
Orada olduğunu bilmeden
kaynağın, altın dansın, göklerin,
güzellikte yaşayan ateşin
baktım, baktım ve doğdum yeniden.
Unuttum karanlık Berlin kışını.
Unutmayacağım atların ışığını.
Pablo NERUDA
Çeviri: Osman TUĞLU
Kayıt Tarihi : 14.4.2015 09:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!