bazen öyle sancı düşer ki içine
akıl bile bağlamaz seni
kaldırımlara karışır gözlerinin feri
tutamaz seni bir bebeğin masum elleri
sessizliği çağırır zalim kader
ve cümleler sukuta geçer
Ne zaman ararsam mutluluğu
Çimen kokusu gelir aklıma
Papatyalar salkım saçak dolanır ayaklarıma
Horoz şekeri satan amca nasıl gelmiş oraya
Köprüden gelişini hatırlıyorum beklenmedik bir anda
Küçüktüm beş altı yaşlarında
Gülün için yanıp da ötmeyen bülbüllere
Huzurundan kaçıp da uslanmayan kalplere
Seni her an bulup da söylemeyen sözlere
Selamını verip almayan gönüllere
Merhamet, merhamet, merhamet eyle.
Giderken, bir sen yoksun yürekte.
Ateş var, toprak var, ayrılık var içinde.
Eridi ruhum, gözlerinin ferinde.
Giderken, bir sen yoksun yürekte.
Giderken, bir sen yoksun hayalde.
Karanlık, ıssız gecelerin
Güneşe hasret çiçekleri
Açın artık yedi renk
Mavi benim,
Kırmızı sevdiklerim
Sarı da annem olsun
Çorak topraklarda,
Büyüttüm çiçekleri.
Yüreğime sakladım,
Dikenlerini.
Niçin kimseler,
Anlamaz beni.
Beytüşşebap deresi candan akardı,
Sevdaları alıp götürürdü benden.
Hikayesi derin derin yakardı,
Haber gelmezdi gittiği yerden.
Ne kadar özlemişim kendimi,
Erken geldi sonbahar döktü yapraklarını
Seher rüzgarı esti yol verdi bize
Kırılan gönüllerde yaşattık hatıraları
Babam yaktı canları har verdi bize
İlimbey deresi taştı kırdı filizlerimi
Her gidiş bir ölüm,
Her ölüm bir son.
Her son, bir başlangıç.
Kaç ölüm gördü gözlerim,
Kaç diriliş.
Ne kadar acıyor içim,
Gece üstüme yağarken
Şiirler bir hecede donup kalmıştı
Gece üstüme yağarken
Bir harf olmuş aşk sana akmıştı
Yokluğunu yüreğimde yakarken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!