Hayatta bilip
Gördüklerimi
Söylemek icin
Kelime gerek
Dil durup kalem
Karanlik geceler
Bir uctan bir uca
Yoklugu heceler
Dünyanın burası
Ne köydür ne şehir
Agamemnon rahibine esir
Truvada unuttuğum şu sır
Doğranan bebeğe kırk üç asır
Geçti hatti hitaya yanarım
Agamemnonun hatırasına
Asilmaz bir kale koruyor seni
Haybersin galata kesfim zor seni
Ne top ne gülleler hayreder sana
Kat kat duvarlar ne yol gider sana
Bunca asikar bunca gizlinin
Ilmini bilip sezmis degilim
Ne seyyah olmuşum şu alemin
Sırrına erip gezmis degilim
Bunca zehirin bunca yilanin
Dilenci kılığında
Bir gün yuvasına kuşun
Yılan girer içeri
Anlamaz zavallı kuş
Hikmetini bu işin
Ben bu handa garip misafir
Gelip geri gitmeye geldim
Yürümeyen şu bedenimi
Yürü deyip itmeye geldim
Geldim giderim geldiğim yer
Perdeler cekilmis
Gün batip kararmis
Benim durur
Sen otur sabahi
Bekleyedur
Icimden bir ses
Ey zifiri karanlık
Bunaldım bu hayattan
Ustüme düş bir anlık
Ana gibi gölge ol
Hayat dediğin zikzak
Başörtmek suçmu diyen haşa suç olurmu
Baş örten ananın savcısı piç olurmu
Başörtmen bahane kardeşim varlığın suç
Soyu piç olandan insaf beklenirmi hiç
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!