ATEŞ
Yangın yeri hayat denilen
Ekmekten önce
Sudan ve topraktan daha eski yanmalarımın tarihi
Spartaküs’tüm ilk yandığımda
Kızgın çöllerde yüküm kauçuk,
ciğerlerim yandı tekerleğin saltanatı için
15’inde körpe bir fidanken, koynuna itilirken toprak ağasının
Tenimden önce benliğim yandı
Tarlada ekip biçerken hayatı
Madende göçük altında
8 metrelik ”villalarda döndürülürken hayata” diri diri yakıldım
Kızılırmak’ın suları ağladı yanı başındaki yakılmalarıma
Açlıktan ağlayan bebemin gözyaşlarına
Sevdalımın hasretiyle yandım.
Bütün dillerde ve envai coğrafyalarda yandım
Vietnam’da, Hiroşima’da, Filistin’de
Ve Kara İnci’nin siyahlığında yandım
Nil’in bin yıllık suları hala akar söndürmek için beni.
Ateşin korları en çok memleketimde düştü yüreğime
Umut taşırken çıkınımda yarınlar için
Dağlarımla, ormanlarımla yakıldım
Makine kaptığında kolumu yarınlarım yandı
Ateşe hükmedenlerin leş kokuları girdikçe lavanta kokulu özüme
Ağır ağır ölmelerime yandım
17’sinde sallandırıldığım ilmik boynumdan önce gençliğimi yaktı
Kızgın volkanlardan ötürü
Deli dolu yağmurların sellerinde
Güz soğuğunda damsızlıktan da yandım.
Alın terim bir kodamanın cebinde
Bir yosmanın koynunda meze edilmesiyle emeğim yandı
Güzelliklerin düşlerde bile uzaktan el sallamalarıyla hayallerim yandı
Kör ve sağır susmalarında halklarımın, sesim yandı
Yana, yakıla yaşanmışlıkların toplamı ömrüm
Her anında alevlerin olduğu.
Şimdi ise ben bir alev topuyum
Beni yakan tarihin sahiplerinin can evine düşmeye hazır
Ardlarında bir tutam kül bırakmayacak kadar kızgın
Beraber yakıldıklarımın ise
Gecelerini aydınlatacak olan bir güneş.
Yılmaz Bozan
18-08-2010 Antalya
Yılmaz BozanKayıt Tarihi : 27.10.2010 19:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!