Dinle gözüm nuru eski atalar
Kendin bilmeyene nadan demişler
İlkönce nefsini bilmeden ey yar
Bilinmez Hazret-i Yezdan demişler
Evvelâ şeriat sonra tarikat
Hakikatle bir de ilm-i marifet
Erişirse Haktan sana hidayet
Yapışır elinden piran demişler
Farz ile sünneti tutarsan eğer
Yarın şefi olur sana peygamber
Rah-ı sevap için ararsan rehber
Hak’ka ulaştırır Furkan demişler
“Men aref” sırrına aklı ermiyen
Hakikat küncine postu sermiyen
Varıp bir gerçeğe boyun vermiyen
Başına bir torba saman demişler
Kula boş taklık ne yola gel yola
Ulü-l-emre itaat et mutlaka
Baş başa bağlıdır baş padişaha
Sürüye lazımdır çoban demişler
Derler erenlere birdir sağ u sol
Bulunur her yüzden girdigâra yol
Vadinde hulfetme sâdık-ül-kavi ol
Birdin ikrar ile i’man demişler
İl ağzı tutulmaz her sözü duyma
Bugunki işini yarma koyma
İnsan ı kamil ol nefsine uyma
Seni aldatmasın şeytan demişler
Kimseye el açma hürmetin gider
İki el hir başa kifayet eder
Kapı Allah kapısıdır erenler
Olmaz her kapıdan selman demişler
Eğer âkil isen dinle bu pendi
Kendine edersin hileyi fendi
Eğri otur doğru söyle efendi
Boş torbaya gelmez kolan demişler
Her zaman tedbirin takdire uymaz
Arayan sanma kim arzusun bulmaz
Yâr engelsiz gül de dikensiz olmaz
Bülbüle verilmiş figan demişler
Süleyman ol hakir görme bir mûru
Gider gıll u gışşı terket gururu
Senden yeğinlerle ey gözüm nuru
Sakın ha çekişme üryan demişler
Olura olmaza kim eder hiddet
Makhur olur bulmaz başı selâmet
Oturur yerine zararla elbet
Ahir öfke ile kalkan demişler
Sular ters yüzüne akıp çağlamaz
Gidenin yolunu kimse bağlamaz
Bilirsin ki kendi düşen ağlamaz
Kişi öz başına düşman demişler
Herkesle hoş geçin çekme teşvişler
Ne kebabı yandır ne dönsün şişler
Deliyle devletli bildiğin işler
Sıbyanlar dinlemez ferman demişler
Ey oğul pendimi dinle kulak ver
Kulağa giren söz tâ cana siner
El atına binen pek çabuk iner
Tez eskir eğreti kaftan demişler
İstersen yuvanı dâima şenlik
Dilersen hanende dirlik düzenlik
Varlıkta darlık yok yoklukta dirlik
Gece gündüz çalış kazan demişler
Yetim malın sakın malına katma
Veresiye hiç bir mal alıp satma
El için kendini ateşe atma
Gemisin kurtaran kaptan demişler
Kimseye gadretme görürsün zarar
Elinden gelirse dil al yara sar
İyi sözle insan dininden çıkar
Ilı sözle inden yılan demişler
El için ağlayan gözünden olur
Kızını döğmeyen dizinden olur
Her şeyin çokluğu azından olur
Aza kanaat et her an demişler
Bazı kimse yemez içmez mal derer
Kimisi kazanır da israf eder
Nekesle cömerdin harcı bir gider
Bulunursa hoştur miyân demişler
Çalış durma arttır kesbü kârını
Hoş geçir gününü anma yarını
Bir gün terk edersin bütün varını
Kalp kazanır yer kaltaban demişler
Yal olmasa köpek sürüde yelmez
Soysuz kişilerden mürüvvet gelmez
Azı bilmeyenler çoğu da bilmez
İyilik bilmezden yeğ sırtlan demişler
Varlığın var ise elinde senin
Hesapsızdır el eteğin öpenin
Unutma ki dostu olmaz düşenin
İptida dost alır yakan demişler
Kötü günde beraberdir dost düşman
Kazanırsan bari yine dost kazan
Bin dostun olsa da güvenme ey can
Bin dosttan çoktur bir düşman demişler
Dilersen ki hayır gele başına
Hayır san her işde daim eşine
Felek agû katar bir gün aşına
Devir döner geçer devran demişler
Yükseklerden uçma dengin ara bul
Yorganına göre ayağın kösül
Sevmeyenin şahı sevene kul ol
Budur akıl için mizan demişler
Kimsenin aybını gözetme ey yâr
Sen heman gayret et postunu kurtar
Her koyunu bacağından asarlar
Mene lâzım filan falan demişler
Gördüğün dilbere dil verip akma
Kimsenin ırzına yan gözle bakma
Kapın kakılmasın kapıyı kakma
Kıyamete kalmaz zaman demişler
Neye gam çekersin hey koca sersem
Dertsiz baş mı olur âdemiz madem
Eksik olmaz dağ başından duman hem
Yiğidin başından boran demişler
Diline gelene öğütme öyle
Demesinler sana el şöyle böyle
Yüz dinle bin düşün bir tek söz söyle
Sözünden bilinir irfan demişler
Ekmeden a gözüm biçmek olur mu
Kişi kısmetini tepmek olur mu
Karnı doya sofra çekmek olur mu
Olmaz yoz sığıra saman demişler
Öz başına kül eş yandır ocağı
Verseler de alma a’yan yamağı
Ortaklık inekten yeğdir buzağı
Belli olsun alan satan demişler
Bilirsin gurbette çile çektinse
Görünür sılası Bağdat herkese
Bülbülü koysalar altun kafese
Yine özler ister vatan demişler
Takdir olur ara yerde bahane
Gezdirir kısmetin serpilir dâne
Önegülük etme sen uy zamane
Sana uymaz ise zaman demişler
Tek gibi gez merd ü zene tutulma
Hür yaşa kimseye köle satılma
Leng eşekle kârıvana katılma
Yürü iniş yokuş yayan demişler
Bahtiyar sözü basma zer olur
Talihsizin pendi şûr u şer olur
Beylerin yanında beraber olur
Su getiren senek siyan demişler
Yolsuza nasihat kuru emektir
Yola gelmeyenin hakkı kötektir
Çubuğu yaş iken eğmek gerektir
Küçükten yetişir sıbyan demişler
Gönlü mâsivadan mehcur olmayan
Harabat içinde mamur olmayan
Enelhak darına Mansur olmayan
Geçirsin boynuna urgan demişler
Elest ü bezminde geçtik mihenkten
İllâ’ya eriştik kurtulduk sekten
Yusufuz el çektik elden etekten
Tutmaz bir el iki dâmen demişler
Sadefi terkeyle gevher misal ol
Harften tecerrüt et sade meal ol
İnsan-ı kâmil ol sâhib-i hâl ol
Olamazsan sahip-kıran demişler
Ulular hoş demiş düşünüp ince
El elden üstündür arşa varınca
Mertçe davran hasmın ise karınca
Gösterme bir yüzden âmân demişler
Diktim bu meydanda ben de bir alem
Gelsin imtihana şâiran bu dem
İşte kitap kağıt devât ü kalem
İşte saz söz işte meydan demişler
Mir’eta var ise akl ü izanın
Tut bu pendi yakma ateşe canın
Aldanma rengine fâni dünyanın
Önü yalan sonu yalan demişler
Kayıt Tarihi : 1.7.2013 11:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!