“…Bir geminin gelişini bekliyoruz
umut dolu maviden çıkıp gelmesini…”
O beyaz perde açıldığı gibi kapandı
o yazın rüzgarı dışarıda kaldı
O dokuz sekizlik melodi çağırsa da geriye
dönmek yok
ikimiz de sevmiştik o vakit
Çingeneler Yedikule’de
yedi mahalle kadar özgürken
Eskilere bakmak benim şimdi
Bir avuç boyalı taşa
pencereye takılmış bir kuru yaprağa
sayfa aralarında kalmış iki cümleye
çekmeceye sinmiş ıtır kokusuna
Üçe katlanırdı mektuplar saklanırken
sevmek ve özlemden bahsediyorsa
derinde dururdu kat izleriyle
Kat yerinden yırtılırdı hemen mektuplar
ayrılık ve öfkeyi anlatıyorsa
Buluştuğumuz gibi zamanın bir diliminde
öyle ayrılacağız
ikimizin de haklı ve kaçınmasız olduğu bir anda
mutlak birleşmemizden
bir ya da yirmi beş yıl sonra
ve aynı gerçeklikte
Dalgaya kapılmış yosunlarla bir
gider gelirsin çakıl taşları gibi
bir kere kopmuşsan deniz dibinden
Durmaz bir arada deniz ve çakıl
pişmanlıkla umut
Son Osmanlı konaklarından birinde
yıldız dolu semalar yerine
uçan payandaların
menekşe neonlarının altında
ipekli elbiselerle sabırsız konuklar
beklerken bir aşkın şahitliğini
Gelsen de buradayım
yerimde
gelmesen de
Her haziran yeniden açar
orkide gibi kalbim
Söz verdik
meydanlarda, parklarda, merdiven altlarında
Yürek verdik
marşlarla, karanfille, parkayla
Renk verdik
pankartlara, duvarlara, dağlara
Yabancı şehirlere gidersin
daha fazla bağlanmadan
gittikçe unutacakmış gibi
gidersin
‘içinde olmadığın bir gemiyle ayrılıp limandan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!