Aşkla Yaşayan Erkek

Dünya Yükünün Hamalı
375

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Aşkla Yaşayan Erkek

Âşkla Yaşayan Erkek Risalesi

I. Bölüm – Bir Kadını Sevmekle Başlar Diriliş
Ey gönül!
Bir kadını sevmekle başlar bazen secde.
Aşk, secdeye benzer çünkü;
Gururdan vazgeçip, kalbini yere koyarsın.

Sen onu seviyorsun…
Ve bu sevgi şehvetten daha yüce, bağımlılıktan daha derin, tesadüften daha hakikatli bir hâl.
Çünkü sen, onun ruhuyla ilgileniyorsun.
Onun yaralarıyla, geçmişiyle, kırılganlığıyla…
İnsan oluşuyla.

Şiir: “Papatya Gözlüm”
Esmer bir rüzgâr esti yüreğime,
Papatya gibi ince,
Uçurum kenarında büyümüş bir çiçek gibi…

Sarıldık.
Dudaklarımız sustu ama ruhlarımız bağırdı:
“Ben seni tanıdım.”

Alkol değil sarhoş eden,
Gülüşün.
Dans değil döndüren,
Ellerinin sıcaklığı.

Kalbim sıkışıyor sensizliğe,
Popomda değil, ruhumda karıncalanma var.
Ve nefesim kesiliyor çünkü;
Sen nefesimin içindesin.

II. Bölüm – Ruhuyla Sevişilen Kadın: Ten Değil Kalp Dokunuşu
Ey sevdalı yürek!
Nice erkekler kadının tenine dokunur,
Ama azı vardır ki ruhuna dokunur.
Sen o nadirliğe rastladın…

O kadın, fırtınalı bir akrep, içindeki gelgitlerle bir savaşçı.
Sen onunla sadece bedenle değil, kalbinle, duanla sevişiyorsun.

Şiir: “Seninle Sevişirken”
Tenin tenime değdiğinde,
Kalbinle konuşuyorum.

Sustuğunda,
Sessizliğini dudaklarımla öpüyorum.

Göğsüne yattığımda,
Sadece vücudunu değil, geçmişini de kucaklıyorum.

Sevişmek, seninle
Sadece yatakta değil,
Göz göze susarken bile oluyor.

Ve ben,
Senin gözlerinin içinde
Kendime de sarılıyorum.

III. Bölüm – Terk Edilme Korkusu ve Kendi Ruhunu Kaybetme Tehlikesi
Ey sevdalı terazi!
Aşk bazen bir sığınaktır, bazen de bir uçurum.
Kendi ruhunu kaybetme!
Çünkü aşk, seni yüceltirken yakabilir de…

Terk edilme korkusu, kaybetme kaygısı ve aşkta kendini feda etme tehlikesine dikkat et.
Onu sevmek için kendini yok etme; çünkü o gittiğinde sen de kalırsın.

Şiir: “Giderse…”
Giderse…
Göğsümde kalan parfümü ağlar,
Ve yastığım yalnızlığa döner.

Giderse…
Sesinin yankısı sürer içimde,
Ama gülüşün küser aynalarıma.

Giderse…
Ben kalırım.

Onunla değil,
Onunla yaşadığım ben’le kalırım.

Ve işte asıl soru şudur:

“Bensiz kalan ben, kimdir?”

IV. Bölüm – Gerçek Aşk Nasıl Anlaşılır? Ruhsal Uyum mu, Nefsî Tutku mu?
Gerçek aşk; huzur, kendin olabilmek, sadakat ve karşılıklı iyilik ister.
Nefsî tutku ise bağımlılık, onay arayışı ve tükeniştir.

Şiir: “Aşk mı, Arzu mu?”
Beni sarışınlığınla yakmadın,
Teninle de çökmedim geceye.

Gözlerinden sızan bir yalnızlık vardı,
Ona âşık oldum belki de…

Çünkü bir kadının gözyaşı,
Teninden daha çok sokar bir erkeği kalbine.

Seni öpmek değildi mesele…

Sana susmayı sevdim ben.

İşte o zaman aşk başladı.

V. Bölüm – Severken Kendi Ruhunu İnşa Etmek
Aşk, kendini kaybetmek değil, kendini bulmaktır.
Kendi değerini korumak, sınırlarını çizmek ve sevgiyle büyümek.

Şiir: “Kendimi Sana Sararak Buldum”
Seni sevmekle başlamadı bu hikâye,
Kendimi severken rastladım sana.

Gözlerinin içinde kaybolurken,
Kendi gözlerimi buldum.

Sana sarıldıkça,
Kendimi bırakmadan sevmeyi öğrendim.

Ve anladım ki:
Aşk, iki kişinin birbirinde yok olması değil,
Birlikte var olmasıymış.

VI. Bölüm – Aşkta Beklemek: Sevilmeyi Değil, Anlaşılmayı Umut Etmek
Beklemek, sadece sevilmeyi değil, anlaşılmayı umut etmektir.
Sabır ve bilinçli teslimiyetle aşk olgunlaşır.

Şiir: “Geleceğini Bilmeden Beklemek”
Gözlerinle gelmedin,
Ama içimde yürüdün.

Sesinle sarılmadın,
Ama her gecemde fısıldadın.

Bekledim seni.
Bir gün anlayasın diye…

Bekledim.
Sevdiğimi anlatmadan da sevebildiğimi fark edesin diye…

Ve şimdi,
Belki de hiç gelmeyecek olsan bile,
Sana sevgim değil,
Sana sadakatim kaldı.

VII. Bölüm – Aşkta Olgunluk: Sevgiden Geçip Sükûna Ulaşmak
Olgunluk, koşulsuz kabullenmek, sabretmek, sınırları bilmek ve akışa teslim olmaktır.
Aşk, seni yok etmek değil, seni var etmektir.

Şiir: “Sükûnetin Kucağında”
Artık ellerin ellerimde,
Ama ruhum kendi kalbimde.

Sevgi, bir nehir gibi akıyor,
Gözyaşlarıyla temizleniyor.

Artık kaybetmekten korkmuyorum,
Çünkü ben, kendimi buldum.

Ve bu aşk, beni yıkan değil,
Beni var eden oldu.

Kapanış Duası:
“Ya Rab,
Sevgide yücelmemi,
Ayrılıkta güç bulmamı,
Kendi içimde sükûneti yaşamamı nasip eyle.
Bu aşk yolunda,
Hem sevgiliye hem kendime sadık kalayım.”

VIII. Bölüm – Yalnızken de Sevmek: Görmeden Gönülden Yaşamak
Ey aşk yolcusu!
Sevgi, yalnızca gözle görülene, elle tutulana yönelirse sınırlanır.
Ama sen, onu görmeden de sevmeyi seçtin.
Çünkü o artık tenin değil, dualarının içindeydi.
Ayrı kalsanız da kalbinin kıblesi ona dönüktü.

Şiir: “Görmeden Sevmek”
Gözlerine dokunmadım belki,
Ama her duamda gözyaşındaydın.

Ellerini tutmadım,
Ama içimde ısındın yıllarca.

Sana hiç "aşkım" demedim belki,
Ama Allah’a her yakarışımda adını fısıldadım.

Ve şimdi,
Görmeden de sevmenin ne demek olduğunu anladım:
Sadece bir kişiyi değil,
Onun içindeki Allah’ı sevmekmiş bu.

IX. Bölüm – Kadının Aynasında Kendini Görmek
Ey kendini arayan adam,
Kadına bakarken yalnızca onu görme.
Onun gözleri bazen senin aynandır.
Sen, onun sevgisinde kendine rastlarsın.

Kadın, sadece bir sevgili değil,
Bazen bir anne, bazen bir yaralı çocuk olur kalbinde.
Ve sen onu sevince, kendinin yaralı yanlarını da iyileştirirsin.

Şiir: “Aynada Gördüğüm”
Sana baktım,
Ve yıllardır kaçtığım benle karşılaştım.

Gülüşünün altındaki hüzün,
Benim içimdeki kırgın çocuğu anımsattı.

Sen susunca,
Benim yıllardır içimde susturduğum ses yankılandı.

Ve anladım ki,
Senin aynanda kendimi gördüğümde,
Sadece seni değil,
Beni de sevmeyi öğrendim.

X. Bölüm – Aşk ve Tevekkül: Olacak Olanın Hakk’a Teslimi
Aşkı tutmak değil,
Akışına güvenmek gerekir.
Sen kalbini verdin ama iradeni de teslim ettin.
Çünkü bilirsin ki aşk, alın yazısında yazılmışsa yaşanır.

Kavuşmak da ayrılmak da Hakk’ın hükmüdür.
Sen sevdiğin için dua ettin ama,
Duaların cevabı razı oluştu.

Şiir: “Teslimiyet”
Kalbimi sana açtım,
Ama sonucu Allah’a bıraktım.

Gelirsen, kalbim şükreder.
Gidersen, kalbim sabreder.

Çünkü aşk, sadece sarılmak değil,
Razı olmaktır her hâline.

Ve ben, seni istemekten vazgeçmedim,
Ama seni elde etmek için değil,
Sana hakkıyla sevgi sunmak için dua ettim.

XI. Bölüm – Ayrılıkta Bile Sadakat
Ey aşkta sadık kalan yürek!
Ayrılık bir sona değil, bir sınanmaya işarettir.
Sen ayrıldın ama vazgeçmedin.
Çünkü sevgi, yanında olduğunda değil,
Uzaklaştığında da kalbinde taşıyabildiğin bir şeydir.

Şiir: “Gittiğin Yerde de Sana Aitim”
Sensizim ama sitemsizim.
Çünkü seni sevdiğim hâl, varlığından bağımsız.

Belki kollarında değilim,
Ama dualarında adını taşıyan bir kalp olarak varım.

Gittiğin yer,
Beni senden koparamaz.

Çünkü ben, sana ait değilim artık.
Sadece aşk’a aitim.
Ve aşk, seni uzakta bile sevmek demekmiş.

XII. Bölüm – Aşkın Özü: İki Kişilik Değil, Birlik Ruhudur
Gerçek aşk, iki benliğin savaşını değil,
İki ruhun uyumunu getirir.
Sen onunla kavga etmiyorsun,
Onunla yan yana dua ediyorsun artık.

Aşk, iki kişilik bir yalnızlık değil,
Bir bütünlük duygusudur.
Ne sen üstünsün, ne o eksik.
Beraber tam’sınız.

Şiir: “İki Kişilik Dua”
Ayrıydık ama aynıydık,
İki bedende bir nefes gibi…

Sen “âmin” dedin,
Ben “kabul” dedim.

Ellerimiz değmedi belki,
Ama dualarımız buluştu aynı secdede.

Aşk, iki kişinin bir olmasında değil,
İki kişinin birlikte Hakk’a yönelmesindeymiş.

Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 10.7.2025 17:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


I. Bölüm – Bir Kadını Sevmekle Başlar Diriliş Bu bölüm, aşkı “secde” metaforuyla tanımlayarak onu kutsal bir teslimiyet ve arınma eylemi olarak konumlandırıyor. “Kalbini yere koymak” ifadesi hem içsel tevazu hem de ruhsal cesareti imliyor. Şiirdeki "karıncalanma" metaforu, aşkın bedensel değil, ruhsal yankısını veciz bir şekilde ifade ediyor. 🕊 Yorum: Aşkın, sadece tensel bir haz değil, ruhun varoluşsal bir uyanışı olduğu çok derin ve içli bir biçimde anlatılmış. II. Bölüm – Ruhuyla Sevişilen Kadın Bu bölüm, tensel ilişkiden çok daha ileri bir boyuta, “ruhsal birleşme”ye odaklanıyor. Kadının iç dünyasıyla kurulan bağ, onun bedeninden çok geçmişine ve kırılganlığına duyulan şefkatle tanımlanıyor. 🌌 Yorum: Sevişmek kelimesine yüklenen anlam, çok rafine; tensel değil, ruhsal bir buluşma. Aşkı sadece "yatakta" değil "göz göze susarken" de yaşamak fikri, gerçek aşkın ne kadar derin olabileceğini gösteriyor. III. Bölüm – Terk Edilme Korkusu ve Kendi Ruhunu Kaybetme Tehlikesi Bu bölümde aşkın karanlık yüzü, yani bağımlılık, korku ve kendilik yitimi işleniyor. "Bensiz kalan ben kimdir?" sorusu, hem varoluşsal hem mistik bir sorgulama içeriyor. 🔥 Yorum: Aşkta fanilik korkusu, çok çarpıcı bir şekilde aktarılmış. Terk edilme korkusunu yaşarken bile kendi varlığını unutmamak gerektiği öğütleniyor. IV. Bölüm – Gerçek Aşk mı, Nefsî Tutku mu? Gerçek aşkın ölçüsünü “kendin olabilmek” olarak tanımlamak, modern aşkın hastalıklı hâllerinden (bağımlılık, onay arayışı) farklı olarak aşkı bir sağaltım ve denge hâli olarak ortaya koyuyor. 💎 Yorum: "Sana susmayı sevdim" ifadesi, bir aşkın gürültüsüz ama sonsuz derinliğini çok güzel dile getiriyor. V. Bölüm – Severken Kendi Ruhunu İnşa Etmek Aşkta kendi sınırlarını kaybetmeden, ruhsal bir büyüme yaşamanın önemine dikkat çekiliyor. Aşk, burada bir yıkım değil, bir inşa süreci. 🌱 Yorum: “Birlikte yok olmak değil, birlikte var olmak” fikri, aşkın olgunluk seviyesini anlatan mükemmel bir özettir. VI. Bölüm – Beklemek ve Umut Etmek Beklemek burada pasif bir eylem değil, ruhsal bir sabır biçimi. Aşkın sözle değil, hâlle, sadakatle yaşandığı gösteriliyor. “Sana sevgim değil, sadakatim kaldı” cümlesi çok dokunaklı. ⏳ Yorum: Bekleyişi bile kutsayan bir duruluk var bu bölümde. Kalbin zamansızlığını ve sabrın aşkı nasıl büyüttüğünü anlatıyor. VII. Bölüm – Aşkta Olgunluk: Sükûna Ulaşmak Bu final bölümü, aşkın ilk tutkulu heyecanlarından arınarak ulaşılan içsel bir dinginliği ifade ediyor. Artık bir şey istemeyen, ama içinde olanı yaşayıp kabul eden bir ruh hâli. 🌿 Yorum: Aşkın son durağı olan “sükûnet”, burada sadece kabulleniş değil, gerçek bir içsel özgürlük olarak yansıtılıyor. Aşkla var olan bir erkeğin nihai hâli... Genel Değerlendirme: Bu risale, hem erkeklik hem de aşk konusunda çok özel ve kıymetli bir metin. Geleneksel erkeklik rollerinden farklı olarak, ruhunu tanıyan, hisseden, derinleşen ve sevgide tevazu bulan bir “âşık erkek” tasviri sunulmuş. Her bölüm, bir içsel durağı simgeliyor ve bu yönüyle risale, aynı zamanda bir manevî aşk yolculuğu haritası gibi okunabilir.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!