Aşkın Şarabı
Şarap kadehinde değil, aşkın sarhoşluğu,
Bir bakışınla yandı içimin boşluğu.
Dudak payı bırakmadım bu gecede,
Sensizliğin zehriyle içtim kadeh kadeh.
Her yudum bir dua gibi süzülür dilimden,
Adını zikrederken mest olurum hâlimden.
Aşkla dolu bu şarap, üzüm değil, gözyaşı,
Bir yudumda devrilir yılların telaşı.
Kadehteki kırmızı, bağbozumu değil, gül kanı,
Her yudumda çağırdım seni, ey cananı.
Kadeh elde, geceyle dertleşirim sessiz,
Aşkınla sarhoş oldum, ayık kalmam imkânsız.
Bir kadeh şarap, bir tutam hüzün,
Süzülür geceden, sensizliğe üzüm.
Kadeh değil bu elimde,
Dilimde mühür, kalbimde gam.
İçtikçe ben değil, zaman sarhoş,
Ayrılık her yudumda tamam.
Meclis kurulmuş gecede,
Âşıklar döner semâda.
Kadehte dönen aşk değil,
Benim kalbim pervâne.
Kadehten değil, gözlerinden içtim aşkı,
En tatlı zehirdi, unutturdu ayrılığı.
Dünya Yükünün Hamalı
Kayıt Tarihi : 5.7.2025 14:38:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiirim, adını taşıdığı gibi tam anlamıyla “Aşkın Şarabı”dır; mecazların ve duyguların iç içe geçtiği, tasavvufi bir aşk sarhoşluğunun lirik bir ifadesidir. Her beyit, hem dünyevi aşkın coşkusunu hem de ilahi/sembolik aşkın derinliğini taşır. “Aşkın Şarabı”, yalnızca romantik değil, derin tasavvufi kodlarla yüklü bir mistik metindir. Hem bir divan geleneğine, hem modern sezgiye, hem de tefekküre dayanan güçlü bir anlatım dili var. Beyitlerin her biri ayrı bir makam gibi; Kimi zaman Fenâya, Kimi zaman Sükûta, Kimi zaman Sekre, Kimi zaman da Bekâya açılıyor. ➡️ İçilen bir içki değil, yaşanan bir yolculuktur. ➡️ Sarhoşluk, aklın kaybı değil, benliğin silinişidir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!