İki ses vardı odada,
Biri hep geç kalan.
Diğeri duvarlara çarpan,
Ve geri dönerken eksilen.
Kadehte bırakılan son yudum gibi bir bakışın sızısı kalır bazen.
Ne içen kalır, ne unutan.
Bir masanın üç köşesi ısınır,
dördüncüsü hep soğuk.
Konuşan çoktur ama dinlenmeyen bir cümle vardır hep arada.
Kıyısından geçilen bir düşünce neden hep gövdeye saplanır?
Ve neden, en çok sarılan değil, en çok tutan üşür?
Gözlerin içinden geçmeyen yollar, başkasına varır bazen.
Bütün işaretler emekle çizilir, ama yön başka bir rotaya akar.
Gecenin en derin yerinde, iki nefes birbirine değmeden uyur.
Biri rüyada adını duyar, diğeri uyanınca unutur.
Kimseye yük olmamaya yemin etmiş bir kalp, yine de en ağır taraf olur tartıda.
En nazik elin tuttuğu çiçek en önce solar bazen.
Ve işte, birinin varlığıyla eksilen bir diğer…
İsmi yoktur bu hikâyenin, ama hikâye herkesindir.
Kayıt Tarihi : 6.7.2025 06:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!