2003 yılı Aralık ayında İzmir’de hayata geldim. İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde Malzeme Bilimi ve Mühendisliği okumaktayım.
Yalnızlık bir gece gibi,
Gözlerimdeki karanlıkta kaybolur.
Sözcükler, birer toz zerresi gibi,
Düşlerimde bile ağırlaşır.
Aşk, bir umutmuş gibi,
Sevdam bir kor gibi yüreğimde yanar,
Kader, yollarıma dikenler sanar.
Her gece dualarım sessizce yükselir,
Adı kalbimde bir sır gibi gizlenir.
O, kalbimde bir yıldız gibi parlar,
Bir yaz gecesi, sessiz ve derin,
Gökyüzü bir şiir, yıldızlar serin.
Ellerim titrerken dokunduğum anda,
Kalbimde bir meltem esiyor usulca.
Gökte bir yıldız kayar, dileğim sensin,
Sarılmadık hiç,
Ama rüyamda oturuyordun bacağıma,
Gülüyordun…
Kalbim seninle doluydu,
Hiç senin olmamışken bile.
Bir köşe başında, gözleri derin,
Yaşamış, yorulmuş bir ruhun derinliğini gördüm.
Kimsesiz bir hikâye, yazılmamış satırlar,
Gölgelerde saklı, sessizlikte yankılar.
Bir zamanlar bir evdi onun da dünyası,
Bir boşluk içinde kaybolurum,
Yavaşça silinirim gökyüzünden.
Yorgunum, adımlarım kayar,
Bütün dünya ağır, ben bir anı kadar hafif.
Bir zamanlar umut vardı gözlerimde,
Gökleri yaratan, yücelerin Rabbi,
Kutsal Olan, Baba’dır sevgiyi aydınlatan.
Tevrat’ta yankılanır adaletin sesi,
Zebur’da dualar, yürekten akan.
Günahkar bir dünyada yürürken biz,
Lale gibi zarif, güneşe bakan,
Gönlümde ateş, tenimde bahar,
Bir dokunuşunla tüm kış silinir,
Sen geldin, her şey yeniden var.
Orkide ah o narin çiçek,
Sevdim seni, bir düş gibi derin,
Ulaşılmaz yıldız, gökte serin.
Ellerim uzansa, boş kalır hep,
Kavuşamamak, yüreğimde bir cep.
Kalbimde yangın, dilimde susku,
Beneath the moon’s soft silver glow,
Where shadows dance and secrets grow,
I trace your name in stars above,
A fragile hymn to hopeless love.
Your eyes, a tempest, wild and deep,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!