Sahi neydi aşk?
Dört işlemde matematik mi?
Einstein’ın izafiyet teorisi mi?
Newton’un çekim yasası mı?
Yoksa kuantum fiziği mi?
Aramızda kalsın da, hiçbirinden de anlamam.
Zaten ben, ilkokul mezunu cahil bir adamım.
Tahsilim de yok.
Derme çatma kavalımla, yarım yamalak bir çobanım.
Dağ, bayır gezer, koyun güderim.
Onu da pek beceremem ya, bazen ben arkalarından giderim.
Dağ, taş, dere, bayır demeden
Bedelini ayağımdaki nasır ile öderim.
Gecenin kör karanlığında
Masmavi bir resim çizerim.
Bir de bitmek bilmeyen gizemli hayallerim
Ve soğuktan çatırdayan dişlerim.
Yıldızlara bakıp
Yeni bir günün getireceği
Taze umutlar düşlerim.
Rakımı yüksek dağlarda gün doğumunu izlerim;
Beyaz, turuncu ve biraz da mavi.
Sonra güneş görünür ufuktan,
Ve hayat yeniden canlanır ufaktan.
Önce serçeler uyanır, güneşle selamlaşır.
Ardından kınalı keklik, güneşe geceyi anlatırcasına
Yanık bir türkü yakar.
Çan sesleri karışır ve yabancı bir melodi çalar
Kınalı kekliğin türküsüne.
Güneş tüm yaşamla selamlaşır
Ve dünya yeniden bürünür yeşil eteğine ve mavi elbisesine.
Gecenin ayazından sonra, iyi bir dostun omuzu gibi sıcaktır güneş.
Isıtır hayalleri, düşleri ve yürekleri.
Evet, sahi neydi aşk?
Güneşin sıcak bir selamı mı?
Kınalı kekliğin huzur veren iki kelamı mı?
Yemyeşil çayırlar arasında akan bir derenin sesi mi?
Yoksa doğanın koynunda, kavala nota olan bir çobanın nefesi mi?
Size soruyorum, size. Ben bilmem aşkı,
Çünkü büyüdüğüm şehirde hiç aşk yoktu.
Annen görür, beğenir, sen alırsın.
“Amman ha, yabancı içimize girmesin.”
“Dayının oğludur, efendi, iyi huyludur.”
“Amcanın kızı, ancak o çeker bizim nazımızı.”
Deyip bir çoğunun yaktılar geleceğini.
Ben mi bilmem? Aşık olmaya fırsat bulamadım.
Her şeyi bırakıp kaçtım, içimde öldürdüm
Geleneğini, töresini.
O yüzden ben bilmem.
Belki sizler daha iyi bilirsiniz. Dedim ya, ben cahil adamım.
Öyle afilli sözlerim yoktur, gelişi güzel konuşurum.
Gün yüzü görmemiş küfürlerimle, olmayan yaşantıma iki tokat atarım.
Ama sizin vardır anlatacak hikayeniz.
Ben anlatamam, beceremem konuşmayı.
Ama dinlerim, sizi dinlerim, yaşamın kıyısındaki
Hikayelerinizi.
Kimsesiz Şiirler
Kayıt Tarihi : 18.5.2025 17:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!