Aşkın Kudretli Dansı
Vaktiydi o dem, on beş bahar, on altı kış,
Toprağın kokusu sinmişti her bir nakış.
Yurt yuva bilmez, altı yüz fersah öteye,
Bir erkek yurdunda filizlendi ömrün çiçeği.
Şehrin sessizliği, gecenin yıldızları şahit,
Pencereden süzülen bir siluet, ruhumda sabit.
Dört yıl, her yoklamanın ardından bir kaçış,
O ince el tutar, kalbimde bir telaş.
Şafağa dek süren fısıltılar, ay ışığı şavkı,
Gençliğin ateşiyle tutuşan bir pervazın aşkı.
Beden dipdiri, can taptaze, hormonlar coşkun çağlayan,
Durur mu kalp?
Durur mu bu yangın, durur mu bu volkan?
Helva misali tatlıydı her an, her soluk,
Zaman durmuş, dünya dönmez, bu aşk bir başkaydı, mukaddes.
Lakin dördüncü yıl, bir gölge düştü aramıza,
İnsan denilen mahluk, ayrılığın fermanını yazdı bize.
Irk dedi, dil dedi, din dedi, mezhep dedi,
Siyasi görüşler zehir zemberek girdi.
Bölücüler sardı etrafımızı, yaktılar köprüleri,
Ayrılığın keskin kılıcı, biçti gönül bağları.
Ne acıdır ki insanlık, bu daracık kafeste,
Aşkı bile boğar, kör cahil nefesle.
Hani derler ya, aşk görmez gözleri,
Yalanmış bu sözler, bin parça gönlümün feryadı.
Mistik bir sır, tasavvufi bir derinlik miydi bu?
Yoksa sadece gençliğin deli dolu rüzgarı mı?
Bildiğim tek şey, o pencereden süzülen ışık,
Hala kalbimin en derininde, bir nazlı aşık.
Şimdi modern zamanların çarkında dönerken dünya,
Anladım ki aşk, her dem bir sınavdır insana.
Kimi zaman kavuşturur, kimi zaman ayırır,
Lakin saf sevgi, hiçbir zaman yok olmaz, kaybolmaz, yitirilmez.
Kayıt Tarihi : 29.7.2025 17:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
15-16 yaşında bir genç ailesinden 600 km uzaklıkta bir şehirde erkek yatılı okulda eğitim görüyor o şehirden 15-16 yaşlarında bir kıza aşık oluyor. 4 sene boyunca her yat yoklaması sonrası okuldan kaçar kız erkeği pencereden içeri alır sabah ezanına kadar birlikte vakit geçirir ve aşk 15-16 yaşlarında yaşanıyor vücut bütünlüğüne sahipsin, sağlıklısın, gençsin, hormonlar tavan yapmış, ne duruyorsun helva yapsana? Irk dil din mezhep siyasi görüşler işin içine girince 4. sene sonra gençleri ayırır bölücüler. Ne acı insanlar ırk dil din mezhep siyasi görüşler üzerinden sevgili bile olamıyor..... Nihali Tarzda mistik tasavvufi alagorik metaforik çağdaş yorumla şiirsel anlatımı tercih ediyorum. Gençlik aşkının masumiyeti ve toplumsal farklılıkların yarattığı ayrılık, mistik ve alegorik bir dille işlenmiştir. Şiir, Nihali tarzını yansıtarak doğa imgeleri, duygusal derinlik ve toplumsal eleştiri içerir. Bu şiir, 15-16 yaşlarında yaşanan bir aşkın masumiyetini ve ırk, dil, din, mezhep, siyasi görüşler gibi toplumsal farklılıkların bu aşkı nasıl ayırdığını ele alıyor. Şiir, mistik ve alegorik bir üslupla, Nihali tarzını yansıtarak yazılmıştır. Aşkın safiyeti ve bölünmelerin acısı, çağdaş bir yorumla sunulmuştur. Şiir, gençlik aşkının saflığını ve toplumsal farklılıkların yarattığı acıyı mistik bir dille ifade eder. Nihali tarzına uygun olarak, doğa imgeleri ve alegorik anlatım kullanılmıştır. Bu eser, aşkın evrensel gücünü ve bölünmelerin üstesinden gelme umudunu vurgular.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!