Bir kör gibi sevmek istiyorum seni
Öyle arındırmak şatafatlı, yalan renklerden
Siyah ve beyazın saltanatında
Yıllarca sensizliğimin yaralarını sardım seni anlatmakla...Biliyordum başıma neler geleceğini çok öncede; ıssız gecelerimin karanlığına hükmedecek bir yazı getirecekti seni bana ve ben sana kendimi adayacaktım yıllar önce toy bir delikanlı edasıyla ve sevdamın gizemini senli kelimelerimle gün yüzüne çıkardığımda bir yazı, senin varlığını belki daha bulmadan kaybetme sebebim olacaktı. Bugün gerçekliğini hayalin gibi kaybettiğim andı ve tarihti zamansız kaçışlarla tekerrür eden...
Bir yazı yazmıştım senli özlemlerimi temize çekmediğim... önce gözlerini kaçırdın benden, kendimi bir masalın içine hapsolmuş çirkin kral gibi hissettim. Sonra hayalinin gölgesini çekip aldın benden... kahretsin, yine ter temiz duygularla sevmenin cefasını çekiyordum ve ben biliyordum seni yazmamalıydı bu kırılası ellerim. Sende yüreğimdeki sevda denizini görüp, boğulmaktan korktun sevgili. Sessizce aldın ruhunu benden ve ruhumu peşinde sürgün ettin, hayal kalemini; aşka dair; sevdiğim için bana karşı kırarak... Özür dilerim, unutmuşum bu devrin sevdalarının renksiz olduğunu unutup, maddi çıkarlara aşık olunan bir yüzyılda yaşadığını göz ardı edip seni sevdiğim için... Özür dilerim, ilahi aşkımın kutsallığını, aşkın elbisesini taşıyamayacağını bilmem gerekirken sana fazlasıyla bir sevgiliden öte değerle sevdiğim için... Korkma! Sevmem seni bir daha... Duymak istediğin böyle bir yalansa, işte söylüyorum sevgili. İnan, sevmem seni bir daha ama kalben böyle bir yalan söylememi bekleme benden. Söylüyorum, çünkü seni kaybetmekten korkuyorum.
Korkma sevgili, istenmediğim gönülde gölgemi bile bırakmam ben. Sözümün eriyimdir, çıkmam bir daha karşına ve mutlu olacaksan eğer yolumu bile değiştiririm. Seni yazmam diyemiyorum, nefessiz kalırım o zaman sudan çıkmış balıkçasına... Seni yazmazsam, senli kelimelerim de seni yaşayamazsam ben, yalnızlık hükmeder yüreğimi ve seni kendime sakladığım düşlerimi sensizlik işgal eder siyahi rengiyle... İşte o zaman ölürüm ben. Hani izin ver de, içimdeki ümidi bari bana bırak. Bir ömür gelmeyeceğini, sevmeyeceğini bilsem de bekleyeceğim seni. Orhan Veli’nin dediği gibi;
Bekliyorum,
Yaralarımdan armağan sevdalar bıraktım sana giderken..Uzanıpta tutamayacağın,ulaştığın asla senin olamacayak düşleri adadım aşkına..Ben giderken senide götürdüm içimde...İlk yanlızğımda çaresiz hissettim kendimi...Meğerse geceyi görmekten uyanamamışım sabahlarıma...Seni hiç bitmeyecek yerime koydum ve uyandım kabuslarımdan..Yanındayken güzeldi herşey zannederdim...Yanılmışım.. Gerç ekten herşeyi güzel yaşatsaydın şimdi yanımda olurdun..Her aşkında kayboluşumda çıkışı yok sanardım derinliğinden...Hapsettiği n kalbimi kurtaramıycam sanardım ellerinden...Yüzümde sakladığım acımı yanında her haykırdığımda umuduma umutsuzluk katardı sözlerin...Anlamını kaybettiğinde adın dudaklarımda ozaman anladım herşeyim olsaydın herşeyimi alıp gitmezdin..
Senin için özel olanın artık karşındakine genel gelmesidir ayrılık...Fırtınama sebep olacak sözlerin yok artık...Mutluluğuma engel suskunlukların var karşımda...Bütün aşklarımı sayıklayarak vazgeçiyorum aşkından...Kendimi masum saydığım için değil haklı çıkmaya çalışmam..Bedelini ödediğim cezamın yükünü hafifletmek sadece yaptığım..İçim yana yana ağlamak yok artık,bütün gece adını sayıklamak,her yattığımda sana diye uyanmakta yok...Çekti bedenin bütün ağırlığını üstümden...Sevdamı sen tükettin ama alışkanlığımı ben yok edemedim..Uğruna yaptığım herşeyi helal ederek çıkarıyorum seni kalbimden.Her kavgamızı,her gülüşünü, her öpüşünü unutarak siliyorum geçmişimden...Yabancıdan farksızsın artık...
Rahatım artık en azından düşünmüyorum kimseyi...Zaten geri gelip kapımı çalarsanda bulamıycaksın beni...Bir başka rüzgarda bir toz bulutu olarak savrulucam başka şehirlere...Bir gün yaz günü üşüdüğünde seni ısıtan rüzgarımla geleceğim geri...Ama sen mutlu olacaksın bir başka sahilde bir başkasıyla...Ömrüm boyunca yanında olmak istedmiştim ama aşkımızın ömrü yetmedi...Belki ben yettiremedim...
Gizli tuttuğum hayallerimle saklanıyorum utangaç dünyama.Her gizemini yitirdiğinde dünyam hayat hataya sürükledi hislerimi...Bozuldukça dünyamın huzuru keyfi kaçtı mutluluklarımın...Ruhumun büyüsünü bozacak gerçeklerle karşı karşıya getirdi beni ayrılırken sölediklerin...Birgün senin yokluğuna kolay alıştım diyeceğin aklımın ucundan bile geçmezdi...Ama hayat o ki aklıma gelen değil gelmeyen hep başıma geldi...Hep ummadığım yerden yakaladı...
Sen susarsın,
Bir bıçak ucu yeşerir içimde
Tam orta yerinde yüreğimin.
Sen bilmezsin benim yalnızlığımı
Yaşayamazsın sokaklarında
Umutsuzluğumun
İçin üşür! ...
Kış akşamları indiğinde üzerine
Yalnızlığımda batırırsın
Bir büyüysen bozulma. Bir hayali yaşıyorsak
kaybolma. Hep biz çözecek değiliz ya gerçeğin düğümlerini, bırak kendi
halinde kalsın. Ruhuna talibim ben asıl gerçek bu. Kaçışlardan bıkmış, hep
yarım kalmış ruhum da bir tek seninle doyuma ulaşacak, kendini bulacak.
Dedim ya, sen geldin.Bir de mavi var öyle ya..... Nereye saklamıştım
maviyi? Kimlerden gizlemiştim de yok sansınlar istemiştim? Bak, güneş
Son kez dokunuyor sözcüklerim kalbine..
Bilirim...
Dokundukça acıtır...
Acıttıkça kanatır...
Damarlarında kan yerine kelimelerin zehiri dolanır...
Bu bir büyüydü benim için, sonsuza kadar ve mutlu yaşamamı sağlayacak o üç elmanın düşmesiydi. Yaşamımın bir masala dönüşmesiydi. Sense bunların benim için ne anlama geldiğini hiç bilmedin.
Sıradan biri, hayatından öylesine gelip geçmiş biri, sana bir kez bakmış sonra unutmuş herhangi biri olmamı istedin.
Bense sana bir kez baktım, ve hiç gitmedi yüzün gözlerimin önünden
Ben durup durup seni özlerken, senin hiç haberin olmadı. Sana yazarken, parmak uçlarım kağıda değil tenine dokundu, hissetmedin, anlamadın. Nefesini kıskandım, sana nefes kadar yakın olmak için tanrıya yalvardım. Sen saçlarına dokunurken ben dokunuşunu hissettim saçlarımda, sen bana bakarken, ben eridiğimi hissettim. Senin hiç haberin olmadı
Yüzlerce mektup yazdım sana sevgili. Binlerce satır döktüm ayaklarının altına. Her bir sözcüğünde derdim sana olan sevgimi; her bir satırında kümeledim sana hasretimi... Yüreğimin en kuytusunda sakladım her birini, hatıraların kollarında. Bilmedin, duymadın, görmedin.
Ay karanlık bu gece. Soluğu kesilmiş yıldızların, nefesi yok bulutların. Tüm dünya durmuş, zaman durmuş. Tüm ağaçlar kulak vermiş sevgime. Sokaklar beni dinliyor sessizlikte... Sensizlikte...
Mısralarım daldı yine hayallere, bir mektup düştü yüreğime.
'Özledim' dedi kalemim, yazdı ellerim.
Hatıralar hiç silinmiyor.. Hiç silemediğim gözlerin gibi..Yaşadıklarımız an be an aklımda, ne de güzel anlaşıyorduk, ne de çok uyumluyduk..
Bir saray kurmuştuk düşten, masallarda bile olmayan, kurulmuştuk tahtına..
Gözlerin yakıyor, ellerin eritiyordu ellerimi.. Fizik kurallarına isyan ediyordum seninle..
Seni sevdiğimi söylüyordum sen uyurken bile..
Güne seninle başlamak, varolduğunu bilmek ne kadar güzeldi..
Ve birgün bana; Bundan sonraki hayatında yokum dedin..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!