Ne kadar da yormuş bizleri, bir taşım kaynattığımız o yıllar... Kendileri gitti, özlemleri kaldı bir tek. Aslında ne kadar da herkestik, sadece biz olmaya çalışırken. Hep aynı sevdaları arzuladık, aynı denemelerle, hatalı derlemelerle; deneme tahtası da olduk bazen. En güzel olanı bulduk, iki tamdan bir mükemmel de yaptık, sonra ayrılınca mübrem kesirli kaldık ve nakıs... Fakat yorulmadık, yoğrulduk bizliğimizde. İçimize döndü gözlerimiz. Keşfettik yeni yanlarımızı. Dar alanlarımızı, enine boyuna ölçtük, tarttık. Ne itici bir güçtü o... Çok geçmedi yeni 'fora' lara hali hazırdık. Suçu karşıya yükleyip sildik hata paylarımızı. Oysa astığımız elekten geçmiş unduk, topaklanmadık; biz yine toparlanıp umduk. Bir metal öğütücü gibi aşkı da heveslerimizi de öğüttük ama ne öğüt dinledik ne de yeterince dinlendik. Aradık... Durmadık aradık; kaybettiğimizi değil, bulamadıklarımız içindi bütün savaşımız. Ne kazandık, ne kaybettik. Sonra başkaları da geldi-gitti. Azalan mecalimiz gidenleri çağırdı bazen ama gerçek hiç değişmedi: İlk gelen aslında hiç gitmedi. İnanç orantısını hiç düzeltmedi tecrübeyle. Heveslerimiz yerini makul beklentilere bıraktı ve tebessümle terk etti gençliğimizi. Listemizden çoğunun üzeri karalı ve yanına çentik atılacak özelliklere sahip olasılıklar da fazla değil. İşte tam bu kırılma noktasındayım.Yolun buradan sonrasını yaşamışları görmek korkutmuyor da değil hani... Yasak bir 'U' dönüşüyle en başa dönmek için kaçmak bile daha cazip geliyor. Kaçmak, sıradanlaşmaktan ve tek tip ruh giyinmekten. Başka çare görünmüyor duygusallıktan sıvışmaktan.Yaşayıp göreceğiz, ne, ne kadar, nerede, nasıl? Korkutmuyor bu tek mücadele de, içim başka dışım başka, artık sesim benden de alçak oldu. İşte bütün meselem bu asıl...
Atlas KayaKayıt Tarihi : 24.2.2020 14:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!