Vurulur bin sille masuma ah demez masum
Kırılacak o sille vurulan eller tek mahkum
Ne oldu sana da bu kadar çok dertlisin
Dert etme yas tutma ölenlerin hepsi mazlum
Ciğer yanar adam ağlar
Vakit gelir ceviz kavlar
Gönül coşar bu dil söyler
Bil marifet haktan imiş
Nefes söylesin zikiri
Ailem ahbaplarım ağlamasın
Ben ölünce karalar bağlamasın
Benim de yüreğim dağlamasın
Bir göçen ben miyim yalan dünyadan?
Her doğan bir gün ki elbet göçecek
Üniversiteye gelen bitirir gider
Ömründen dört sene yitirir gider
İlim almak istiyen götürür gider
Bir akılsız virane baş değil ise
Aşık özgürüm söyler giderim
Garip gönlüm sen aldanma
Sana da kalmaz bu dünya
Aşıklıkta haddini aşma
Çok yanana kül derler
Bir gariptir dünya hali
Kimi koşar koşturur ilim peşinde
Kimi coşar coşturur zevki işinde
Bu dünya ey dostlar her dönüşünde
Hem eker hem biçer hem toplar gider
Kul her işinde nasip peşinde
Köyüm pek güzeldi göçtü yarısı
Köyden üç koyun bir sığır sürüsü
Dört çobanı vardı köyüm ağlıyor
Hor gördüler ekip dikip biçeni
Yoğurdunu ayran edip içeni
Arif olan boş yatıp da uyumaz
Temiz rızık kazanır hile yapmaz
Hak yolundan gider yanlışa sapmaz
Çalışmayan tembel kul neye yarar?
Arif olan kuşlar ilim ararlar
Hak katında şan bulanlar
Hakkı batılı bilenler
Ölmeden önce ölenler
Olsun dostumuz olsun
İnsanlara hor bakmayan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!