…….dostum roZimE
Bir Şubatta yeniden doğabiliyorsa uğur böceğinden menekşeyle,
Bir tarih tutkusu bir kara gözler şarkısı ve bir lale bir elif miktarınca canlanıyorsa hatıranda,
Her yediğinize sevgisini katıp azı çok edebiliyorsa yüreğiyle,
Kahveden çaya uzanan muhabbeti dibe vuruyorsa sıcaklığıyla,
Acıyordu yüreğim kanıyordu Filistin gibi.
Sızıyordu ruha ,sızlatıyordu bedeni…
Yüreğim yangın yeri…
Nasıl söndürmeli ya da nasıl dindirmeli? …
Ey çaresizler çaresi! …
Gör acziyetimi ve duy sesimi!
Seher ezan sesi ile
Huzurunda huşu ile
Secdelerde nurun ile
Beklenensin özlenensin…
Dilde dua niyaz ile
MELİKEM’e …..
M iniciktim ellerime aldığımda seni.
E llerin, gözlerinle sende miniciktin.
L eblebi gibi burnunla şimşir suratlım.
İ şim sendin bundan sonra gücüm sen...
Çocuksu ruhumun senle güzel yerinde,
Bir oyun oynamaya ne dersin benimle?
Son bir oyun sonrası olmayacak belki,
Lakin bir şartım var iyi dinlemelisin beni!
“Gözlerini sıkıca kapat üç diyene kadar açma! ”
İstanbul gibi olmalı insan….
Burcu burcu erguvan,
Buram buram vatan kokan…
Yedi tepeden yedi iklimi,
Yedi renk yaşatan…
İstanbul gibi olmalı insan…
Kelamı dilimde, olduran Kerim.
Gözlerime nuru, dolduran Kerim.
Yok iken varımı olduran Kerim.
Sen affeyle mahcubum, ya afüvv ya kerim…
Ah Efendim;
Bizlere yıllarca masal anlatmışlar.
Hem de ne masallar
Gözlerine Yandığım Yar
Aşk kuyusuna düştüm, uzat elini yar…
Senden gayrı, tutunacak bir dalım mı var?
Koyma beni, yapayalnız, Koca Dünya, dar,
Kara gözlüm, tek çarem, yaralarım sar...
Ateşinle yanıyorum, görmüyor musun?
Yalvar yakar, feryadımı duymuyor musun?