Çocuğun yüzünde güneş,
Beyaz kasketli adamın yüzünde çocuk.
Bir de mavileşiyor sağda,
Kapı tarafında asılı şapka.
Yeşillikler sarılı,
Sarmaşıklar motorların arasında.
Pilav yapalım sevgilim
Ben hazırlarım mumlarımızı.
Masanın kenarında öğle güneşi
Mavi yakanda kokular ne güzel.
Sade yapalım pilavımızı
Kollarımızı sıvayalım.
En sevdiğim şarkı çalıyordu
Ben giderken.
Yağmur gülümsedi rezilliğime.
Başka zaman olsa gelmezdi otobüs
Her şey tıkır tıkır işledi.
Sarıdan
Yapraktan
Uzanıyorum yüzükoyun gölün yönüne
Düşer gibi.
Yapraklar yok
Karanlık olmazsa,
Vuramaz kırmızı ışık yüze.
Görünmez turuncunun, gömleğin
Yakasında yakamozu,
Kolların düğmelerinden.
Tanıdım,
Evsiz bir köpek gibi dolaşmadım
Bacaklarının arasında ama
Çekip aldığında akarsular,
Bir serçeyi, ölmeden evvelki hastalığında,
Taşındım ben de
bitti
yere saçılmış bütün ıvır zıvırla dolu odada
başbaşayım.
bitişlerin işareti olmalı ve bu
çıkmaz bir yolun döngüsünün bir parçası belki.
ama bittiğine göre
öylesine gelmedim
bakmaya gelmedim pencerendeki manzaraya.
hiç işim yoktu aslında,
varmış gibi geldim.
bi veda olmaz böyle zamanlarda.
Bu gece her şey aleyhime,
Radyo işliyor ince ince, şarkıları ciğerime.
Sıcak bir tebessüm getiriyor martılar,
Ankara’nın orta yerinde deli martılar,
Apansız penceremi kırıveriyor üstüme.
Öylece dursam,
Nasıl çekerim soluğunu?
Sensiz küçücük bir an.
Bir anda yükseldiğinde deniz,
Derinleştiğinde uyku,
Sen bana…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!