Ne İzmir, Ne İstanbul,
Ne damak tadı kaldı ne de sarhoşluğum,
Mavi güzergah üzerinde uçsuz bucaksız gidiyorum arkadaş!
Yorulmuş bir baykuş sanki
Keskin hatları bitmiş bir vücut,
Gelmesi beklenen bir bulut gibiysen
Yağmurların senden önce vardı bana
Avuçlarımda damlaların
Rüzgarlar getirmedi
Duyguların sürükledi
Hafif bir vahşilik duygusu geliyor
Dalgalar şaidim,
Cennetin çaldığı günahtan beter
Soğuk gecelerin kaderindeki gibi
Artık kimseyle dans edemeyeceğim.
Bir kadın kokusunu sinmek için bir kadını tanımak gerekir ama,
Bir kadını tanımak içinse sevgi ve nefreti tam anlamıyla ve aynı anda açıklayabilmek gerekir.
Gözlerini çizdim mavi denizlere
Kahkahını çizdim esen rüzgara
Ayın şavkından koparıp dudağını çizdim
Nefesini çizdim yıldızların sıcaklığında
Tamamladım seni,tamamladım nokta nokta
Sevdanı çizdim tanrının yüreğinde kopardığım aşkla.
Çarpan o küçük kalbin
Bir minik kuş misali
Hissetmek seni içimde
Yaşanabilinecek en büyük sevgi
Para
Bir metal parçasından ibaret
Bir Lidyalı efsanesinden miras
Bir Bonapart'ın hayatı
Para
Bir gün canım romanımızı yazıcaz,
Bir inci tanesi gibi,
Her sayfada senin tatlı yüzün olucak.
Hayatımın en güzel anı,
Ve senin güzelliğin olucak
Rüya görmüyorum,
Sigara içmiyorum,
Hatta hikayelerim bile yok
Sensiz yalnızım,sensiz çirkinim
Sanki yatakhanede bir öksüz gibiyim.
Dudaklarımın öpüşündeki tuzunu,
Sana dokunan ellerimin balını
Çiçek ve danteller gibi gecelerin narin olsun
Ruhumun sır anahtarını
Hayattaki gözyaşları ve gülümsemeleri,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!