Ebdest aldım da ilkindiyi gılmaya
Camiye vardım namazımı durmaya
Gözümü ağdurdum iyce kilim çalmaya
Orda da zopayı yidürdün gader bana
Sürüne sürüne pazara vardum
Ne hoş olur şu yaylanın yoğurdu
Zekiye hanım çifte oğlan doğurdu
Doğurdu da el aleme duyurdu
Al dibeği vur göbeğe kahveci
Kahvecinin bastığı dallar solar mı
Kaleliyem kaleli
De gızım nanay nanay nanay
De hanım nanay nanay nanay
Başı yeşil valali
Oy ana benim amburalarım
Kalk Haticem seninle gidelim
Ovaya gezmeye
Haticemin sırmalı saltası
Kondu ya çantaya
Aman Murat Deli Murat
Karacaoğlan dağında bir yuva yaptım
Yuvanın içinde yalnızca yattım
Yazık dil(değil) mi anneciğim yandım da yandım
Niçin böyle oldum anlayamadım
Karacaoğlan dağında yattım sağıma
Karahanın gediğinde
Bulut gider perde perde
Bizim elin ağaları
Sahi benim yavrum nerde
Bizim elin kara kışı
Kara kara gözleri var
Vurulmuş ondan bahir
Toplamış bohçasını
Oğlana gizli gaçir
İki dönir bir bahir
Sürüden ayrılma Karakoyunum
Sulağa sarılma Karakoyunum
Gördünse darılma Karakoyunum
Kanlım olma Karakoyun dön geri
Kuzunu taşıdım bahar çağında
Koyunum seni yaylalara çekeyim
Kınalı taşlara tuzlar dökeyim
Kuzun öldüyse sana kuzu yakayım
Ablam sağsın ben karşıdan bakayım
Karakoyun koyunların benidir
Karakoyun koyunların beyidir
Ak kuzu da yüreğimin yağıdır
Yerimiz sorarsan Kumalar dağı'dır
Meleme koyun meleme vaz geç kuzundan
Çok analar ayrı düşer kızından
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!