ANNEM
Gitmenin vakti gelmişti artık.
Bu şehire fazla olduğumun farkındaydım...
Gitmeden önce kafamı sonkez kaldırdım, baktım bu koskoca beni almayan şehire.
Ne anılar biriktirdim ama çoğu acı...
Acı anılarımı da özleyeceğim aklımın ucundan dahi geçmezdi.
Ama en güzel anılarımı senin yanında geçirdim annem.
Gitmeden mezarına geldim ama ayrılamadım gidemedim,
Tıpkı bu fani dünyanın seni benden aldığı günde ayrılamadığım gibi.
Son değildi elbette mezar taşına sarılışım.
Yine geleceğim bu şehire, yanına, sana tekrar sarılmaya.
Veda değil bu canım annem yine geleceğim. çiçeklerini soldurmıyacağım sana söz!
Ama gitmem gerek şimdilik hoşcakal...
Dedimya annem gitmem gerek artık.
Bu şehir beni kabul etmiyor, tıpkı bu zalim dünyanın seni kabul etmediği gibi.
Oysaki tek derdimiz o küçücük damı akan sobalı evimizde oturup, kuru ekmeğe bile razı olmaktı.
Aklıma gelmişken gitmeden evimize de uğradım annem.
O güzel yuvamıza koca bir bina dikmişler.
Çocukluğumun geçtiği en güzel anıları da öyle yok etmişler bu şehirden.
Durdum şöyle düşündüm ne istedi bu yalan dünya bizden !
Gözlerim doldu oturdum kaldırımın taşına,
O binaya küçük bir çocuk, bir elinde oyuncak diger elinde annesinin eli girdi kapıdan içeriye.
Aklıma geldi birden bire o kaplolu arabayı alman için ağlamam.
Sonra senin koynundan mendili çıkartıp son paranı oyuncakcıya veripte , bu para yetmez dediğindeki yüzündeki mahcubiyet.
Kızma bana anne ama birde oturdum ona ağladım.
Ama kimse ağladığımı bilmedi merak etme annem, düştüğümü kimse görmedi.
O an gökyüzü de ağladı benimle beraber çünkü.
Gözyaşlarımı gizledi, şehir de bana veda ediyordu adeta.
Gitmenin vakti geldi artık annem ben gideyim.
Yolum çok uzun, bilmediğim farklı bir şehire gideceğim.
Ama merak etme beni, gideceğim yerde benim gibi bir çok arkadaş olacakmış.
Kaderleri benimle aynıymış ama birbirlerine sıkıca sarılıp güçlü oluyorlarmış.
Söyleyeceklerim şimdilik bu kadar annem.
Orada beni ne bekliyor bilmiyorum.
Anlatacak anılar biriktirmeye gidiyorum sana nur yüzlü annem.
Şimdilik hoşcakal mezarındaki güller solmadan geleceğim...
Kayıt Tarihi : 16.11.2025 23:42:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikayesi... 1994 yılında Çorum un küçük bir köyünde dünyaya geldim. Ben küçükken anne bile diyemeyeceğim bir kadın. Henüz daha 6 aylıkken. Beni bırakıp gitti. Bu şiirde geçen anne Aslında babaannemdir.bana göre annelik doğurmak değil onu büyüyüp yetiştirmek.her koşulda onun en zor zamanlarında yanında olup sarıp sarmalayabilmek. Beni büyüten kadın babaannem işte o benim annem. Oldğüu güne kadar,elindeki tüm imkanlarıyla benim bir dediğimi iki etmeyen. Bir kadını anlatmaya çalıştım bu şiirimde. Klasik bir söz vardır, dünyadaki bütün ağaçlar, kağıt okyanuslar mürekkep olsa. Yine de anlatılmaya yetmez. İşte bu söz benim anneme olan. Hislerimdir. Ne yaparsam yapayım anneme anlatamam sizlere. Çocukluğum bir gece konduda fakirlikle geçti. Ama yinede hiç birşeyimi eksik etmedi benim annem. Ayakkabılarım yırtıktı belki, üstüm yamalıydı ama yinede huzurumuz vardı. Annem yanımdayken kendimi dünyanın en güçlü insanı hissediyordum. Bazen istediklerim alınamıyordu tabi orası ayrı ama yinede annemin yanımda olması benim için en büyük şanstı.Hiç bir arkadaşım yoktu. İlokul ortaokulda param olmadığı için her zaman dışlanırdım. Tek tutunacak dalım vardı. Oda annem. Derdimi anlatacağım arkadaşım olmadığı için herzaman ki gibi kağıtlar sırdaşım kalem yoldaşım olmuştu. Ve içimdekileri döktüğümde ortaya bu şiir çıktı. Yoksulluktan dolayı dışlanıyordum zaten birde annem vefat edince bu şehir bile istemedi beni. Ölümü beni iyice yıkmıştı. Kimse tarafından da istenmeyince devlet yardım elini uzattı. Adının yetimhane dedikleri yere doğru yolculuğumun başlıyacaktı. Bu şehirde son günlerimin haykırışıdır bu şiir. Mezar başında ağlayışımın sesidir bu şiir. Anneme olan özlemimi dile getirdiğim, ona olan sevgimi dile getirdiğim bir şiir




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!